5434 sayılı Emekli Sandığı Kanunu’nun 26.01.2012 tarihli ve 28185 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 6270 sayılı Kanunla değişik 89. maddesinin 1. fıkrasında, " Hizmet sürelerinin tamamı bu Kanun ve/veya 31/5/2006 tarihli ve 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun geçici 4 üncü maddesi kapsamında geçenlerden emekli, adi malullük veya vazife malullüğü aylığı bağlanan veyahut toptan ödeme yapılan asker ve sivil tüm iştirakçilere, her tam fiili hizmet yılı için aylık bağlamaya esas tutarın bir aylığı emekli ikramiyesi olarak verilir. " kuralına, 2. fıkrasında ise "Birinci fıkra kapsamına girmemekle birlikte, bu Kanun ve/veya 5510 sayılı Kanunun geçici 4 üncü maddesi kapsamında hizmeti bulunanlardan mülga 2829 sayılı Sosyal Güvenlik Kurumlarına Tabi Olarak Geçen Hizmetlerin Birleştirilmesi Hakkında Kanunun 8 inci maddesi uyarınca birleştirilen hizmet süreleri üzerinden emeklilik, yaşlılık ya da malullük aylığı bağlananlara ise; bu Kanun veya 5510 sayılı Kanunun geçici 4 üncü maddesi hükümlerine tabi olarak bu Kanuna tabi daire, kuruluş ve ortaklıklarda geçen çalışmalarının, 25/8/1971 tarihli ve 1475 sayılı İş Kanununun 14 üncü maddesinde belirtilen kıdem tazminatına hak kazanma şartlarına uygun olarak sona ermiş olması şartıyla emekli ikramiyesi ödenir." kuralına yer verilmiştir.

5434 sayılı Kanun'un 6270 sayılı Kanunla değişik 89. maddesinin 1. fıkrası hükmüne göre, hizmetlerinin tamamı Sandığa tabi olarak geçen iştirakçilere yapılacak ikramiye ödemesinin, Sandığa tabi hizmetlerinin ne şekilde sona ermiş olmasına bakılmaksızın, Sandıktan aylık bağlanmış olması veya toptan ödeme yapılmış olması koşuluna bağlandığı, farklı sosyal güvenlik kurumlarına tabi olarak geçen hizmetleri birleştirilmek suretiyle aylık bağlananlara yapılacak ikramiye ödemesinin ise, aynı maddenin 2. fıkra hükmünde düzenlendiği ve Sandığa tabi hizmetin kıdem tazminatı ödenmesini gerektirecek şekilde sona ermiş olması koşuluna bağlandığı görülmektedir.

Diğer taraftan, 5510 sayılı Kanun'un Geçici 2. maddesinin son fıkrası hükmü uyarınca uygulanmasına devam olunan 2829 sayılı Sosyal Güvenlik Kurumlarına Tabi Olarak Geçen Hizmetlerin Birleştirilmesi Hakkında Kanunun 1. maddesinde, bu Kanunun amacı; “ çeşitli sosyal güvenlik kurumlarına tabi olarak geçen hizmet sürelerinin birleştirilmesi suretiyle ilgililerin sosyal güvenliklerinin sağlanması “ olarak belirtilmiş, aynı Kanunun, "Hizmet sürelerinin birleştirilmesi" başlıklı 4. maddesinde ise, farklı sosyal güvenlik kurumlarına tabi olarak geçen hizmet sürelerinin, bu Kanuna göre aylık bağlanmasına hak kazanıldığında birleştirileceği, ancak hizmet sürelerinin toplamının aylık bağlanmasına yeterli olmaması halinde, bu Kanun hükümlerinin uygulanmayacağı hükme bağlanmıştır.

Görüleceği üzere, 2829 sayılı Kanunun amacının; herhangi bir sosyal güvenlik kurumuna tabi olarak geçen hizmet süreleri tek başına aylık bağlanmaya yeterli olmayan sigortalıların/iştirakçilerin, bu hizmet sürelerinin, varsa diğer sosyal güvenlik kurumlarına tabi olarak geçen hizmet süreleriyle birleştirilmek suretiyle sosyal güvenliklerinin sağlanmasına yönelik olduğu anlaşılmaktadır.

5434 sayılı Kanunun 89/2. maddesinde, 26.01.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6270 sayılı Kanun ile yapılan değişiklik karşısında, birleştirilmiş hizmet süreleri üzerinden 26.01.2012 tarihinden sonra emeklilik veya yaşlılık aylığı bağlananlara, Emekli Sandığına tabi olarak geçen hizmetleri yönünden emekli ikramiyesi ödenebilmesi için, Sandığa tabi daire, kuruluş ve ortaklıklarda geçen hizmetlerinin 1475 sayılı İş Kanununun 14. maddesinde belirtilen kıdem tazminatı ödenmesini gerektirecek şekilde sona ermiş olması gerekmektedir.

Örneğin polis memuru olarak görev yapmakta iken 679 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile 06.01.2017 tarihinde kamu görevinden çıkarılan, açıkta iken emeklilik talebinde bulunan kişinin, 5434 sayılı Kanuna tabi 24 yıl 2 ay 19 gün hizmet süresi ile 506 sayılı Kanuna tabi 3 yıl 1 ay 11 gün hizmet süresi, 2829 sayılı Kanun uyarınca birleştirilmek suretiyle 01.09.2018 tarihinden itibaren davacıya emekli aylığı bağlanmıştır. Ancak emekli ikramiyesi tahakkuk ettirilmemiştir. Zira; 2829 sayılı Kanun hükümleri uyarınca farklı sosyal güvenlik kurumlarına tabi hizmet süreleri birleştirilmek suretiyle ve 5434 sayılı Kanunun 89. maddesinde değişiklik yapan 6270 sayılı Kanunun yürürlüğe girdiği 26.01.2012 tarihinden sonra emekli aylığı bağlandığı anlaşılan bu kişinin, Emekli Sandığına tabi olarak geçen hizmeti, kamu görevinden çıkarılma suretiyle son bulmuştur.

Emekli Sandığına tabi olarak geçen hizmetin kamu görevinden çıkarılma suretiyle son bulması, 5434 sayılı Kanunun 6270 sayılı Kanunla değişik 89/2. maddesinin atıfta bulunduğu 1475 sayılı İş Kanunu’nun 17. maddesinde düzenlenen, iş akdinin işveren tarafından haklı nedenlerle feshi hallerine tekabül etmektedir. Dolayısıyla bu olayda Sandığa tabi hizmetinin kıdem tazminatı ödenmesini gerektirecek şekilde sona ermediği görülmüştür. Bu durumda, farklı sosyal güvenlik kurumlarına tabi olarak geçen hizmet süreleri birleştirilmek suretiyle aylık bağlanan ve Emekli Sandığına tabi görevinin/hizmetinin, kıdem tazminatı ödenmesini gerektirecek şekilde sona ermeyen kişiye, Sandığa tabi hizmetleri yönünden emekli ikramiyesi ödenmemesi yolunda tesis edilen işlem hukuka uygundur.

Öte yandan, Ankara Bölge İdare Mahkemesi 11. İdari Dava Dairesi tarafından verilen 29/12/2020 tarih ve E:2019/5952, K:2020/4024 sayılı kararında da belirtildiği üzere; Emekli Sandığına tabi olarak geçen hizmet süresinin tek başına Sandıktan aylık bağlanmaya yeterli olmaması, başka bir anlatımla, hizmet süreleri birleştirmeye tabi tutulmamış olsa, Sandıktan aylık bağlanabilecek durumda olunmaması halinde, 5434 sayılı Kanunun 89/1. maddesi hükmü uyarınca da ikramiye ödemesi yapılamayacaktır.

Unutulmamalıdır ki; kişinin Emekli Sandığına tabi olarak geçen hizmet süresi, Sandıktan emekli olmaya yeterli ise, Sandığa tabi hizmetin ne şekilde sona ermiş olmasına bakılmayacak bu kişi emekli ikramiyesi ödemesinden yararlanabilecektir. Ankara Bölge İdare Mahkemesi 11. İdari Dava Dairesi tarafından verilen 5/2/2020 tarih ve E:2018/3949, K:2020/587 sayılı karar şöyledir; “ davacının 5434 sayılı Kanuna tabi 21 yıl 5 ay fiili hizmeti, 7 ay askerlik hizmeti borçlanması ve 5 yıl 4 ay 8 gün fiili hizmet zammı süresi ve 7 ay 28 gün 506 sayılı Kanuna tabi sigortalı hizmeti olmak üzere toplam 28 yıl 11 gün hizmetine karşılık 2829 sayılı Kanun uyarınca birleştirilmiş hizmet süreleri esas alınarak 15.12.2016 tarihinden itibaren emekli aylığı bağlandığı, ancak tarafına emekli ikramiyesi ödenmemesi üzerine bakılmakta olan davanın açıldığı anlaşılmaktadır. Buna göre, davacıya, farklı sosyal güvenlik kurumlarına tabi olarak geçen hizmet süreleri birleştirilmek suretiyle aylık bağlanmış olmakla birlikte, davacının Emekli Sandığına tabi olarak geçen hizmet süresinin(25 yıldan fazladır) Sandıktan emekli olmaya yeterli olması karşısında, Sandığa tabi hizmetinin ne şekilde sona ermiş olmasına bakılmaksızın, 5434 sayılı Kanunun 89/1. maddesi hükmü uyarınca, ikramiye ödemesinden yararlandırılması gerekmektedir. “ (Ankara 8. İdare Mahkemesi tarafından verilen 16/12/2021 tarih ve E:2020/2359, K:2021/2005 sayılı karar da bu yöndedir. Öte yandan Ankara 8. İdare Mahkemesi kararı, istinaf isteminin reddi suretiyle Ankara Bölge İdare Mahkemesi 11. İdari Dava Dairesi tarafından verilen 15/12/2022 tarih ve E:2022/625, K:2022/5195 sayılı kararla kesinleşmiştir.)

Ankara Bölge İdare Mahkemesi 11. İdari Dava Dairesi tarafından verilen 22/10/2020 tarih ve E:2019/5701, K:2020/3321 sayılı karar şöyledir; “ davacının Sandığa tabi hizmeti süresinin askerlik borçlanması ve fiili hizmet süresi zammı ile birlikte toplam 24 yıl 2 ay 18 gün, 506 sayılı Kanuna tabi hizmetinin 1 ay 21 gün, 1479 sayılı Kanun'a tabi hizmetinin ise 3 yıl 14 gün olduğu ve kendisine 2829 sayılı Kanun uyarınca toplam 27 yıl 5 ay 23 gün birleştirilmiş hizmet süresi üzerinden emekli aylığı bağlandığı anlaşılmaktadır. Davacının, Emekli Sandığına tabi olarak geçen hizmetinin, kamu görevinden çıkarılma suretiyle son bulduğu, bunun da 5434 sayılı Kanunun 6270 sayılı Kanunla değişik 89/2. maddesinin atıfta bulunduğu 1475 sayılı İş Kanunu’nun 17.madesinde düzenlenen, iş akdinin işveren tarafından haklı nedenlerle feshi hallerine tekabül ettiği, dolayısıyla, Sandığa tabi hizmetinin kıdem tazminatı ödenmesini gerektirecek şekilde sona ermediği görülmüştür. Bu durumda, davacı hakkında emekli ikramiyesi ödenmemesi yolunda tesis edilen dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmamaktadır.