İSTANBUL (AA) - HATİCE ŞENSES - Türk Kızılayı Genel Başkanı Kerem Kınık, Türkiye'deki 4 milyon civarındaki mülteciden ihtiyaç sahibi olan 1 milyon 301 bin 900'ünün Kızılay Kart kullanıcısı olduğunu belirterek, "Böylece Kızılay Kart'ta hedef olan 1 milyon 300 bin geçildi." dedi.

Kınık, AA muhabirine yaptığı açıklamada, 7 yılı aşkın süredir devam eden Suriye krizinde Türk Kızılayı olarak ilk günden beri insanların acısının dindirilmesi için çalıştıklarını söyledi.

Bu çalışmaları yürütürken çok sayıda paydaş ile yüzlerce, binlerce proje ve aktivite gerçekleştirdiklerini aktaran Kınık, Yabancılara Yönelik Sosyal Uyum Yardımı Programı'nın (SUY), Birleşmiş Milletler Dünya Gıda Programı (WFP), Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı ve Türk Kızılayı'nın birlikte uyguladığı çalışma olduğunu dile getirdi.

Kerem Kınık, Avrupa Birliği'nin (AB) İnsani Yardım ve Sivil Koruma birimi olan ECHO tarafından fonlanan programın, AB'nin şimdiye kadar tek kontratla verdiği en büyük yardım olduğuna işaret etti.

Programın ayrıca sosyal güvenlik ağı ve nakit transfer anlamında da dünyanın en geniş programı olduğunu dile getiren Kınık, şunları kaydetti:

"Türkiye'de 4 milyon civarında mülteci barındırıyoruz ve bunların bugün ihtiyaç sahibi olan 1 milyon 301 bin 900'ü Kızılay Kart kullanıcısı. Böylece Kızılay Kart'ta hedef olan 1 milyon 300 bin geçildi.

Buna ilaveten kamplarımızda yaşayan yine Dünya Gıda Programı ile birlikte yürüttüğümüz bir başka programımız daha var. Bu programdan faydalanan kullanıcı sayısı da 145 bin. 1 milyon 301 bin 900 kişi ise kampların dışında yaşayan Suriyeli kullanıcı sayısıdır. Özellikle yaş grupları açısından baktığımızda, 1,3 milyon kullanıcının yaklaşık yüzde 61'i 17 yaşın altındaki çocuklardan, yüzde 51'i kadınlardan, yüzde 6'sı da engelli bireyi bulunan ailelerden oluşuyor. Bu şu anlama geliyor; program en fazla kırılgan, yardıma ve korunmaya ihtiyacı olan mültecileri seçmiş. Bu programı sadece Suriyelilere uygulamıyoruz. Kızılay Kart'tan faydalanan yüzde 91 kullanıcı Suriyeli ama onun dışında da 65 farklı vatandaşlıktan insan var. Bunun içinde ABD, Belçika, Fransa gibi AB üyesi ülke vatandaşı da var ama ağırlıklı olarak Irak, Afganistan, Libya, İran, Mısır gibi ülkelerden insanlar buluyor. Bugün ulaştığımız rakam 1,3 milyon. Bu rakamın 1,5 milyona ulaşması için birlikte konsensüs halinde çalışacağız."

- "Bu bir başarı öyküsüdür"

Programın 2019 yılının Ocak ayının sonuna kadar uygulanacağını ifade eden Kınık, projenin 2019'dan sonra da en az 2 yıl daha uygulanması için gereken görüşmelerin Brüksel'de devam ettiğini söyledi.

Kınık, ayrıca sistemin gelecek yıllarda ihtiyaç sahiplerinin acil ihtiyaçlarını karşılamanın ötesinde topluma entegrasyonları ve üretken hale getirilebilmeleri için hangi modüllerle zenginleştirileceği ve gönüllü olarak Suriye'ye dönmek isteyen mültecilere yönelik nasıl desteklenebileceği konularını da tartıştıklarını vurgulayarak, sözlerini şöyle tamamladı:

"Bu bir başarı öyküsü. Bu başarı öyküsünün dünyada yaygınlaşması, sistemleşmesi için çalışıyoruz. Ayni yardım dışında, iyi bir sosyal araştırmayla verilmiş, sürdürülebilir bir nakdi yardımın aslında birden fazla faydası var. Birincisi ihtiyaç sahibi insana nakit destek vererek, onların olağanüstü şartlara karşı dayanıklılıklarını artırıyorsunuz. Aynı zamanda onlar bu parayı yerel ekonomide harcayarak, ev sahibi topluma da bu değeri aktarmış oluyor. Bu sistem insanların tıpkı bir kredi kartı, banka kartı gibi onurunu koruyan, onların özgürce ihtiyaçlarını gidermesine vesile olan bir araç olarak öne çıkan insancıl bir model. Ayrıca sistemimiz, yazılımlarımız, ekibimiz, takip mekanizmalarımız ve izleme, değerlendirme kriterlerimiz itibarıyla da valide olmuş bir sistem ve dünyada da yaygınlaştırılabilecek bir çalışma olarak ön plana çıkıyor."

- "Bu projede Kızılay'dan çok şey öğreniyoruz"

WFP Ortadoğu, Kuzey Afrika, Doğu Avrupa ve Orta Asya Bölge Temsilcisi Muhenned Hadi de "Dünya Gıda Programı olarak Türk Kızılayı ve Türkiye hükümetinin diğer birimleriyle çalışmaktan dolayı çok büyük gurur duymaktayım. Onların ortakları olmak bizim için büyük bir şereftir ve biz Kızılay'dan bu projede yaptıkları şeylerden dolayı çok şey öğreniyoruz." dedi.

Hadi, Türkiye'de, hükümetin desteğiyle gelen mülteciler için çok güzel bir düzen kurulduğuna işaret ederek, şunları söyledi:

"Mülteciler Türkiye'de istedikleri gibi gıdalarını alıp, alıştıkları şekilde yemeklerini pişirip yemektedirler. Dolayısıyla buraya gelmeden önceki ya da gelirken ki fakirlikleri içinde değiller artık. Hepsinin masasında bir sıcak yemeği, kafasında da bir çatısı var, çocukları da okula gidiyor, hasta olanlara da sağlık hizmeti veriliyor. Dolayısıyla dünyadaki başka ülkelerde de bu tür projeleri yapmayı çok arzu ediyoruz. Fakat buradaki kadar başarılı olup olmayacağımızı bilemiyoruz çünkü burada Türkiye hükümeti bize Türk Kızılayı ile birlikte son derece büyük destek vermekte. Bu proje, Türkiye'de amacına ulaşmış bir projedir."

İlk defa Türkiye'de başlattıkları projenin, dünya genelinde yürütülen en büyük proje olduğunu anlatan Hadi, şunları kaydetti:

"Projeyi başka ülkelerde uyarlamamız biraz zor çünkü bunu ancak o ülkelerin kendi şartları çerçevesinde uyumlayabiliriz. Türkiye'de yaptığımızın aynısı diğer ülkelerde yapamayız çünkü arkamızda bu kadar büyük bir ülke yok, bu kadar büyük bir Kızılay kuruluşu yok. Çünkü bize ekonomisi, gelenekleri, görenekleri ve gücüyle destek olan bir Türkiye devleti her yerde yok. Dolayısıyla bu projeyi başka ülkelerde değişik şartlarda uygulayabiliriz."

Mülteci olmanın çok zor bir durum olduğunu dile getiren Hadi, ülkelerine dönmek isteyen mültecileri memleketlerine gönderecek ve götürecek şekilde yardım bulmak, Türkiye'de kalacaklar için de iş imkanı oluşturmak için çalıştıklarını söyledi.