556 sayılı Markaların Korunması Hakkında Kanun Hükmünde Kararname’de markanın doğrudan bir tanımına yer verilmemiştir. Durum böyle olmakla birlikte, ilgili KHK’nın “Markanın İçereceği İşaretler” kenar başlıklı 5. maddesinde: “Markanın, bir teşebbüsün mal veya hizmetlerini, bir başka teşebbüsün mal veya hizmetlerinden ayırt etmeyi sağlaması koşuluyla, kişi adları dahil, özellikle sözcükler, şekiller, harfler, sayılar, malların biçimi veya ambalajları gibi çizimle görüntülenebilen veya benzer biçimde ifade edilebilen, baskı yoluyla yayınlanabilen ve çoğaltılabilen her tür işareti içereceği” ifade edilmiştir.
Bir markadan bahsedilebilmesi için her şeyden önce kapsamı yukarıda belirtilen bir “işaretin bulunması” ve bu işaretin bir işletmenin mal veya hizmetlerini, bir başka işletmenin mal veya hizmetlerinden “ayırt edebilecek” nitelikte olması gerekmektedir. Bu unsurlara ek olarak, böyle bir işaretin, 556 sayılı KHK’nın sağlamış olduğu korumadan yararlanabilmesi için ayrıca usulüne uygun olarak tescil edilmesi de gerekmektedir.
Markanın Hükümsüzlüğü
Marka hukuku anlamında hükümsüzlük; “Tescil edilmiş bir markanın, gerekli koşullara sahip olmaması nedeniyle dava yoluyla iptali ve böylece evvelce elde edilmiş marka hakkının son bulması demektir.”
Markanın Hükümsüzlüğünün Etkisi
Marka hakkının hükümsüzlüğü diğer sona erme hâllerinden farklı olarak, koşulları oluştuğu takdirde marka sahibinin ihmalkarlığı veya kötü niyeti sebebiyle marka hakkının hükümsüz kılınması hâlleri hariç olmak üzere, marka sahibinin iradesinin dışında gerçekleşen bir sona erme hâlidir. Markanın hükümsüzlüğünün etkisini düzenleyen SMK m.27/1’e göre markanın hükümsüzlüğüne karar verilmesi hâlinde bu karar marka başvuru tarihinden itibaren etkili olup, markaya SMK ile sağlanan koruma hiç doğmamış sayılır.
556 sayılı Markaların Korunması Hakkında Kanun Hükmünde Kararname’nin 43. maddesine göre, bir markanın hükümsüz kılınmasını, zarar gören kişiler, Cumhuriyet Savcıları veya ilgili resmi makamlar, açılacak bir dava vasıtasıyla, görevli ve yetkili ihtisas mahkemelerinden talep edeceklerdir. Mahkemelerin markanın hükümsüzlüğüne ilişkin vereceği karar, KHK’da belirtilen istisnalar haricinde, geçmişe etkili olacaktır.
Markanın Hükümsüzlüğü Davaları
Hükümsüzlük davasında davalı taraf dava tarihinde sicilde marka sahibi olarak kayıtlı kişiler veya bu kişilerin hukuki halefleri olarak belirtilmelidir. Türk Patent ve Marka Kurumu, bu davalarda husumet ehliyetine sahip olmadığından davalı olarak gösterilemez. (SMK m.25/3).
Hükümsüzlük davasında dava konusu marka üzerine markanın hukuki işlemlere konu edilmesini engelleyen birtakım ihtiyati tedbirler konulabilir. Bu kapsamda çekişmeli markanın lisans sözleşmesine konu olmasının önüne geçilebilir. (Güneş, 2018, s.227). Hükümsüzlüğe ilişkin verilen kesinleşmiş kararlar herkese karşı hüküm doğurur. (SMK m.27/5). Kararın kesinleşmesinden sonra mahkeme, bu kararı re’sen Kuruma gönderir. (SMK m.27/6). Hükümsüzlük kararı kesinleşen marka Kurum tarafından sicilden terkin edilir ve bu durum Bültende yayımlanır. (SMK m.27/7).
Bir markanın hükümsüzlüğünden bahsedebilmek için birtakım koşulların kümülatif olarak bir arada bulunması gerekmektedir.
Markanın hükümsüzlüğü şartları şu şekildedir:
- Tescil edilmiş bir marka olmalıdır
- Kanunda yer alan hükümsüz kılınma nedenlerinden en az birisi söz konusu olmalıdır
- Markanın hükümsüz kılınması talepli dava açılmalı ve hakimin bu yönde karar vermesi gereklidir
Yukarıda sayılan şartların tamamı gerçekleşmediği takdirde bir markanın hükümsüz kılınması mümkün olmaz.
Markanın hükümsüzlüğü dava yolu ile gerçekleştirilebilecek bir husustur. Yani mahkeme kararı olmaksızın idari bir prosedürle bu mümkün olmaz.
Markanın hükümsüzlüğü davasında davacı; davada menfaati olanlar, Cumhuriyet savcısı, ilgili kamu kurum ve kuruluşları davalı; dava tarihinde sicilde kayıtlı kişi veya hukuki halefleridir.
Görevli mahkeme; fikri ve sınai haklar hukuk mahkemesi, yoksa asliye hukuk mahkemesidir, yetkili mahkeme somut olayın şartlarına göre; davalının veya davacının yerleşim yeri mahkemeleri, hukuka aykırı fiilin gerçekleştiği veya etkilerinin görüldüğü mahkeme, sicilde kayıtlı vekilin işyerinin bulunduğu yer mahkemesi, kurum merkezinin bulunduğu yer mahkemesidir.
Zamanaşımı süresi, tescilden sonraki 5 yıl olup hükümsüzlük durumunda hükümsüzlük kararı geçmişe etkilidir, herkese karşı ileri sürülebilir, doğrudan kuruma gönderilir ve Bültende yayınlanır.
1. Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 2021/3533 E., 2022/3452 K. Sayılı Kararı: Bu kararda, bir markanın kötü niyetle tescil edildiği gerekçesiyle açılan hükümsüzlük davası ele alınmıştır. Yargıtay, kötü niyetin markanın tescili sırasında var olup olmadığına dair detaylı bir inceleme yaparak, kötü niyetin ispatlandığı durumlarda markanın hükümsüz sayılabileceğine hükmetmiştir.
2. Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 2020/2745 E., 2021/1124 K. Sayılı Kararı: Bu davada, markanın tescilinden itibaren 5 yıl içinde kullanılmadığı iddiasıyla hükümsüzlük davası açılmıştır. Yargıtay, SMK’nın ilgili hükümlerine dayanarak, markanın kullanımının yeterli delillerle ispatlanamadığı durumlarda hükümsüzlüğe karar verilebileceğini belirtmiştir.
3. Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 2019/4512 E., 2020/2321 K. Sayılı Kararı: Bu karar, ayırt ediciliği olmayan işaretlerin marka olarak tescil edilmesinin hukuka aykırı olduğunu vurgulamaktadır. Yargıtay, SMK’nın 5. maddesinin mutlak ret nedenlerine atıfta bulunarak, ayırt ediciliği bulunmayan bir markanın hükümsüzlük davasında geçersiz kılınması gerektiğine karar vermiştir.
Hükümsüzlük Kararının Etkisi
Markanın hükümsüzlüğüne karar verilmesi durumunda bu karar marka başvurusunun yapıldığı tarihten hüküm ve sonuç doğuracaktır (SMK md. 27/1). Hükümsüzlük kararı şeklen kesinleşmesi ile birlikte mahkemece karar kuruma bildirilmesine müteakip terkin işlemi yapılarak bu bültende yayınlanır. Bu karar herkese karşı hüküm doğurmaktadır (SMK md. 27/5).
SMK md. 27/3-a’ya göre, hükümsüzlük kararından önce dava konusu markaya ilişkin olarak marka hakkına tecavüz davasının kesinleşmiş ve uygulanmış olması durumunda buna hükümsüzlük kararı bunu etkilemeyecektir. Kanımızca tecavüz davası kesinleşmiş olmasına rağmen karar henüz icra edilmemiş olması durumunda da hükümsüzlük kararı geçmişe yürüyecektir.
Av. Melis ADEMOĞLU






