Kıymetli okuyucular, bu haftaki yazımda güncel bir konu olan “Payı Devreden Ve Devralanın Devir Öncesi Kamu Borçlarından Müteselsil Sorumluluğu” konusuna değinmek istiyorum.

Öncelikle belirtmek gerekir ki; payı devreden ve devralan kişiler devir öncesine ait kamu alacaklarının ödenmesinden sorumludur. Buna göre payını devreden şirket ortağı,

hukuken pay devrinin yapıldığı tarihten öncesine ait kamu alacağından sorumlu olacaktır. Devir işlemden sonra oluşan kamu alacaklarından ise sorumluluğu söz konusu olmayacaktır.. Bir başka deyişle, payı devredenin yalnızca ortak olduğu döneme ilişkin kamu borçlarından değil, payı devrettiği tarihe kadar doğan kamu borçlarından sorumluluğu söz konusudur. Payı devralan ise, hem devir öncesine hem de devir sonrasına ait kamu borçlarından sorumlu olacaktır.

Pay devrinin ne zaman gerçekleştiği açısından TTK hükümleri esas alınacaktır. Buna göre, genel kurul onayının kaldırıldığı durumlarda noter onaylı yazılı devir sözleşmesi tarihi; kaldırılmadığı durumlarda genel kurulun devri onayladığı tarih devir tarihi olacaktır.

Örnek verecek olursak; ortak A, B’ye payını devretmek için gerekli işlemleri yapmıştır. Bu devir, 01.01.2019 tarihinde genel kurul tarafından onaylanmıştır. Payı devreden ve devralan, bu tarihten öncesine ait kamu borçlarının ödenmesinden müteselsilen sorumlu olacaktır. 01.01.2019 tarihinden sonra oluşan kamu borçları açısından, payı devreden ortağın sorumluluğu bulunmayacaktır. Yargıtay’ın önüne gelen uyuşmazlıklarda payı devreden ortağın devir tarihini saptamış ve bu tarihten sonra doğan kamu borçları açısından payı

devredenin sorumlu olmadığına hükmetmiştir. Bununla birlikte payını devredenin sorumluluğu açısından, pay devri tarihi itibariyle kamu borcunun doğmuş olması yeterli olup pay devir tarihinden önce bunun takibine başlanmış olmasına gerek yoktur.

Payı devreden veya devralan, kamu borcunun kendi dönemlerinde doğmadığı gerekçesiyle sorumluluktan kurtulmaları mümkün değildir. Zira AATUHK m. 35/3 uyarınca (6183 Sayılı Amme Alacakları Tahsili Usülü Hakkındaki Kanunu) kamu alacağının doğduğu ve ödenmesi gerektiği zamanlarda pay sahiplerinin farklı kişiler olmaları hâlinde bu kişiler, kamu alacağının ödenmesinden birinci fıkra hükmüne göre müteselsilen sorumlu tutulur. Buna göre kamu alacağının doğduğu veya ödenmesi gereken zamanlarda ortak sıfatının taşınması, sorumluluk için yeterlidir.

''Samsun Vergi Mahkemesi tarafından AATUHK m. 35/2 ve 3’ün iptali istemiyle Anayasa Mahkemesi’ne başvurulmuştur. Somut olayda pay devri tarihinden önce doğmuş, ancak vadesi gelmemiş ve idarece resen yapılan tarhiyat üzerine devir tarihinden sonraki bir tarihte ödenmesi gereken bir kamu borcu mevcuttur. Yerel mahkeme, payı devralanın ve ortaklık payının devir tarihinden önceki döneme ait kamu borçları yönünden herhangi bir kusuru bulunmayan kişilerin, başkalarının eylem veya ihmali sonucu oluşacak sorumluluğa ortak olmasının adalet ve hakkaniyetle bağdaşmayacağı gerekçesiyle anılan fıkraların iptali istemiyle Anayasa Mahkemesi’ne başvurmuştur. Anayasa Mahkemesi AATUHK m. 35/2, olaya uygulanamayacağından, bu maddeye ilişkin başvuruyu mahkemenin yetkisizliği sebebiyle reddetmiştir. AATUHK m. 35/3’e ilişkin iptal talebinin ise şu gerekçelerle reddine karar vermiştir: (Anayasa Mahkemesi, E. 2016/14, K. 2017/170, T. 13.12.2017, karar için bkz. RG, S. 30311, T. 24.01.2018.) İlk olarak müteselsilen ve kusur şartı aranmaksızın sorumlu olacağını düzenleyen üçüncü fıkra, daha hızlı ve daha yüksek oranda tahsilatın sağlanması amacıyla çıkarılmıştır ve bu düzenleme kanun koyucunun takdir Yetkisindedir. İkinci olarak kanun koyucu, kamu alacağını güvenceye almak bakımından sorumluluğu yaygınlaştırma yoluna giderek müteselsil sorumluluk öngörebileceği gibi haklı sebeplerin bulunması hâlinde kusursuz sorumluluk da öngörebilir. Üçüncü olarak limited şirket ortağının şirket malvarlığı ve yönetimi üzerinde sahip olduğu haklar göz önünde bulundurulduğunda, kanun koyucu kusursuz sorumluluk öngörebilir. Dördüncü olarak düzenleme, devreden ve devralana orantısız bir külfet yüklememektedir. Zira devreden, ortak olduğu dönemde doğan ancak kanuni ödeme süresi devir tarihinden sonraya tekabül eden kamu borçları, devir tarihinden önce tespit edebilir ve buna göre payı devredeceği kişiyi seçebilir. Payı devralan ise, devir tarihinden önce tüm araştırmaları yaparak, şirketin kamu borcu olup olmadığını tespit edebilir.

Sonuç olarak limited şirkette ortak, şirketteki sermaye payını devrederse, payı devreden ve devralan kişiler devir öncesine ait kamu alacaklarının ödenmesinden birinci fıkra hükmüne göre müteselsilen sorumlu tutulur (AATUHK m. 35/2). Payı devreden ve devralan arasında müteselsil sorumluluk bulunmaktadır. Dolayısıyla ikisi arasında ortaya çıkan uyuşmazlıklar müteselsil sorumluluk hükümlerine göre çözümlenecektir.

Müteselsil borç ilişkisi, birden fazla borçlunun bir veya birden fazla alacaklıya karşı edimin tümünden sorumlu olduğu ve bu borçlulardan birinin veya birkaçının ifası ile ifa edilen miktarda diğerlerinin de borçtan kurtulabildiği borç ilişkisidir. Müteselsil sorumluluk ise, birden çok kişinin, aynı zarardan, sorumlulardan her birinin zarar görene karşı, diğer sorumlular tarafından zararın tamamı tazmin edilinceye kadar sorumlu olmasıdır. Payı devreden ile devralan, kamu idaresine karşı, diğeri tarafından borcun tamamı ifa edilene kadar sorumlu olmaya devam edecektir. Bununla birlikte, teselsül, tüm ortaklar arasında değil; ilgili payın önceki ve sonraki sahibi arasında öngörülmüştür.

Diğer ortaklar ile teselsül ilişkisi bulunmamaktadır. Alacaklı idare, kamu borcunun ödenmesini yalnızca payı devreden veya devralandan talep edebileceği gibi her ikisinden de isteyebilir (TBK m. 163). Payın birden fazla kez el değiştirmesi durumunda da kamu borcundan sorumluluk açısından yukarıda yer alan esaslar geçerli olacaktır.

Adalet ve Sağlıkla kalın…

Av. Uğur UZUN

Kaynaklar:

- Anayasa Mahkemesi kararları

- Yargıtay kararları

- Hakemli Makaleler