Ağır Ceza mahkemesi heyeti kararında Anayasa Mahkemesinin “Yerindelik denetimi yapılacak şekilde mahkememize yeniden yargılama kararı verilmesi ve hemen durma kararı verilmesine dair vermiş olduğu karar ,mahkememizin görev ve yetki alanı içerisinde verilmiş olan karara müdahaledir” ifadeleri kullanıldı.

Anayasa Mahkemesinin Milletvekilliği düşürülen Enis Berberoğlu ile verdiği “hak ihlali” kararının ardından İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi, Anayasa Mahkemesinin kararının “yerindelik denetimi kapsamında kaldığı” gerekçesiyle, yeniden yargılamaya yer olmadığına karar verdi.

“YERİNDELİK DENETİMİ YAPILAMAZ”

Ağır ceza Mahkemesi kararında Anayasa Mahkemesinin  Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanunu'na atıf yaptı ve şöyle dedi: “Anaysa Mahkemesi esas inceleme sonunda başvurucunun hakkının ihlal edildiğine ya da edilmediğine karar verilir. İhlal kararı verilmesi halinde ihlalin ve sonuçlarının ortadan kaldırılması için yapılması gerekenlere hükmedilir. Ancak yerindelik denetimi yapılamaz, idari eylem ve işlem niteliğinde karar verilemez”

Anayasa Mahkemesinin ihlal kararının tespitinden sonra hiçbir şeklide yerindelik denetimi yapamayacağı iddia edilen kararda, şu ifadeler kullanıldı:

“AYM VERDİĞİMİZ KARARA MÜDAHALE ETMEKTEDİR”

“Mevcut Anayasa Mahkemesi kararı bu kapsamda incelendiğinde Yargıtay 16. Ceza Dairesinin kesinleşen hapis cezasına ilişkin başvurucunun hak ihlali tespit ettikten sonra, yerindelik denetimi yapılacak şekilde mahkememize yeniden yargılama kararı verilmesi ve hemen durma kararı verilmesine dair vermiş olduğu karar ,mahkememizin görev ve yetki alanı içerisinde verilmiş olan karara müdahaledir.”

“YARGILAMA VE İNFAZIN DURMASI TALEBİ TEMYİZ AŞAMASINDA REDDEDİLDİ”

“Zira sanık müdafileri tarafından daha önceden yargılamanın durması ve infazın durması talepleri temyiz aşamasında incelenmiş olup, bu taleplerin reddine karar verilmiştir.”

“AYM KANUNUNA GÖRE BU TALEPLERLE İLGİLİ YENİDEN KARAR VEREMEZ”

“Yeniden Anayasa Mahkemesi tarafından bu talepler hakkında yerindelik denetimi oluşturacak şekilde yeniden yargılama kararı ve durma kararı verilmesine ilişkin mahkememize yol gösterme kararı yerindelik denetimi kapsamındadır. Burada yapılacak işlem Anayasa Mahkemesinin hak ihlalini tespit ettikten sonra bu ihlalin yerindelik denetimi olmayacak şekilde ortadan kaldırılmasını sağlamaya ilişkin olmalıdır. Ancak Anayasa Mahkemesi tarafından verilen kararda, hak ihlali tespit edildikten sonra bu ihlalin ortadan kaldırılmasına ilişkin yapılması gerekenlere hükmedilirken yeniden yargılama kararı verilmesi ve durma kararı verilmesi tamamen yerindelik denetimi kapsamındadır. Anayasa Mahkemesinin yerindelik denetim yapma yetkisinin bulunmaması, vermiş olduğu mevcut kararda hak ihlali tespitinden sonra yeniden yargılama kararı verilmesi ve durma kararı verilmesine dair yapmış olduğu yol gösterme işlemi de yerindelik denetimi yapma kapsamı içerisinde kaldığı anlaşılmakla yeniden yargılama yapılmasına yer olmadığına karar verilmiştir.”

"Yerel mahkemenin AYM kararına uymama hakkı yok"

Avukat Hüseyin Ersöz, AYM’nin Berberoğlu kararını yerinde görmeyerek reddeden yerel mahkeme ile ilgili, “Yüksek mahkeme tarafından verilen hak ihlali verilmesi durumunda, yerel mahkeme yargılamanın yenilenmesine karar verip, hak ihlalinin ortadan kaldırılması için gerekli yargısal işlemleri yapmakla yükümlüdür. Bunun aksi bir davranış, Anayasa’nın ihlali ve görev suçu kapsamındadır” dedi.

Ersöz, şu değerlendirmeyi yaptı: “Bu yönüyle Enis Berberoğlu hakkında Anayasa Mahkemesi’nin hak ihlali kararı sonrasında verdiği “yargılamanın yeniden yapılmasına yer olmadığına dair karar”ın kanundan doğmayan bir yetkinin kullanılmasına dair olup, yok hükmündedir. Bu Karar, Anayasa’nın uygulanmaması sebebiyle görev suçudur ve HSK’nın incelemesine tabiidir. Diğer yandan söz konusu karar, Hukuk Güvenliği ve Hukuk Devleti İlkeleri yönüyle de yeni bir hak ihlali oluşturmuştur. Anayasa Mahkemesi Kararının uygulanmaması, ülkeyi anayasa krize sürükleyebilecek ve başka hukuksuzlukların önünü açabilecek bir hukuka aykırılıktır. Bu konuda Anayasa Mahkemesi yeni bir hak ihlali kararı vermeli ve yerel mahkeme kararında ismi bulunan Hakimler hakkında suç duyurusunda bulunmalıdır. Anayasal ve yargısal bir krizin kapsısını aralama eşiğindeki yerel mahkeme kararının yok hükmünde olduğunu düşünsem de, tüm olumsuzluklara karşın hukuk devletine inanan bir hukukçu olarak Enis Berberoğlu’nun yapacağı itiraz üzerine kaldırılmasını da ümit ediyorum.” (Sözcü)

KILIÇDAROĞLU'NDAN MECLİS'TE AÇIKLAMA

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Meclis Genel Kurulu'nda karara ilişkin şunları söyledi:

"İnsanlığın temeli adalettir. Devletin de dinin de temeli adalettir. Bir kişi adaletsizlikle karşı karşıya kaldığı zaman ona tepki göstermek de bizim görevimizdir. Sayın parlamento adaleti sağlayan parlamentodur. Adaleti nasıl sağlayacağız. O kurallara uyulduğunda adalet gerçekleşmiş olur.

Bizim ülkemizin bir Anayasası var. Bu bizi bağlar, gereğini yerine getirmek zorundayız. Yoksa hukuk devleti olamayız. Anayasa Mahkemesi kararına 600 milletvekili olarak uyuyoruz. Bizi kim denetliyor, Anayasa Mahkemesi denetliyor. Yoksa hukuk devleti olamayız.

Anayasa Mahkemesi'nin aldığı bir karara yasama organı uyuyor, bir yargı organı diyor ki 'Ben Anayasa Mahkemesi kararlarına uymayacağım' diyor. Üst mahkemenin verdiği karara alt mahkeme uymayacağım diyorsa orada bir sorun var. Orada bir çürüme var. Bu çürümeye müdahale etmemiz lazım. Tuz kokar arkadaşlar. Bir kaosa zemin hazırlanır. Bu bir kavga alanı değildir, adalet alanıdır. Biz adaleti ayaklar altına alan bir karar olduğu zaman sessiz mi kalacağız, iyi oldu vurun mu diyeceğiz? Hepimize düşen sorumluluklar var. Balık baştan kokar demişler, niye balığı baştan kokutuyoruz? Yasama organının çıkardığı yasayı, yargı organı 'bunu uygulamam' diyemez. Denetlenmeyen güç, güç değildir.

Anayasa Mahkemesi karar veriyor, 'Ben uymam' diyor. Peki kime gideceğiz? Sıfırdan yeniden dava süreçleri mi olacak? Bütün milletvekili arkadaşlarımdan istirhamımdır, Anayasamıza sahip çıkalım. Bir mahkemenin, bir üst mahkemenin kararını uygulamayacağım diyorsa orada tuz kokmuş demektir. Hepimizin vicdan sorgulaması lazım. Her birimize düşen temel kavramlar vardır. O çerçevede ben her halükarda, hangi partiden, hangi ilin milletvekili olursak olalım adaleti yüceltmek zorundayız."