Giriş: Rekabet Kurumu, süt ve süt yemi sektöründe faaliyet gösteren birçok teşebbüs hakkında ön araştırma başlattı. Şubat ayında küçük ve büyük ölçekli birçok çiğ süt ve süt yemi şirketinde, merkezlerde ve bazı üretim çiftliklerinde yerinde incelemeler yapıldı. Yapılan incelemeler sonucunda 08.05.2025 tarihinde 45 teşebbüs/teşebbüs birliği hakkında soruşturma açıldı. Artık gözler sektörün devlerine çevrildi; hukuki riskler ve itibar kaybı tehlikesi ciddi boyutlara ulaştı. Ülke çapında bir temel bir tüketim besin ürününe yönelik fiyat karteli şüphesi oldukça önemli bir iddia.
1. Rekabet Kurumu Soruşturmasının Kapsamı
Kurum, süt sektöründe olası kartelleşme ve fiyat manipülasyonu iddialarını derinlemesine inceliyor. Şirketler arası koordinasyon ve yatay anlaşmalar, fiyat belirleme stratejileri ve dağıtım politikaları detaylı şekilde değerlendiriliyor. İlk sinyaller, büyük üreticilerin piyasayı yönlendirmek amacıyla koordineli hareket etmiş olabileceğini gösteriyor. Bu, soruşturmaya dahil şirketler için adeta bir “eyvah, başımıza ne gelmiş” anı.
Yerinde incelemeler, özellikle rakip teşebbüslerin aralarında bilgi paylaşımı yapıp yapmadığını ortaya çıkarmaya odaklanıyor. Soruşturma kapsamında birden fazla kartel iddiası mevcut. Çiğ süt alım fiyatları temel inceleme konusu olsa da, süt yemi piyasasında da rekabete aykırı uygulamalar tespit edilebiliyor. Kurum, tek inceleme ile yetinmeyip karşıt deliller ışığında tekrarlayan incelemeler yapabiliyor. Bir kez Kurum uzmanları ile karşı karşıya kalan şirketler, çoğunlukla soruşturmadan kurtulduklarını düşünse de, gerçek maalesef ki öyle değil. Soruşturma süreci bir yıldan uzun sürebiliyor ve bu süre boyunca sektörde faaliyet gösteren tüm şirketler mercek altında, soruşturmaya taraf olmayan şirketlerde ve derneklerde de inceleme yapılabilir.
2. Hukuki Boyut ve Olası Yaptırımlar
Rekabet Kurumu soruşturmaları, süt sektörü özelinde ağırlıklı olarak 4054 sayılı Kanunun 4. maddesi kapsamında yürütülüyor:
“Rekabeti Sınırlayıcı Anlaşma, Uyumlu Eylem ve Kararlar : Mal veya hizmet piyasasında rekabeti engelleme, bozma veya kısıtlama amacı taşıyan anlaşmalar ve uyumlu eylemler yasaktır. “
Bu kapsamda Kurum piyasa manipülasyonu ve kartel oluşturma iddialarına karşı ciddi yaptırımlar uygulayabilir; para cezaları, ihlal tespiti akabinde zarar görenlerce açılacak tazminat davaları ve idari yaptırımlar şirketlerin uzun vadeli stratejilerini ciddi şekilde etkileyebilir. Soruşturma süreci, şirketlerin itibarına ve sektördeki güvenilirliğine de zarar verir.
3. Stratejik Adımlar ve Risk Yönetimi
Soruşturmaya dahil şirketlerin, bildirim kendilerine ulaştığı andan itibaren savunma süreçlerine hızla başlaması kritik. Erken ve nitelikli savunma, uzlaşma müessesesi ile birleştirildiğinde ciddi avantaj sağlar. Kurum, çoğu dosyada kapsamlı başvurulara olumlu yanıt veriyor ve uzlaşma imkânı sunuyor.
Cezalar ise, ihlalin süresi ve ciddiyetine göre değişiyor. Örneğin, aynı soruşturma kapsamında ihlalin süresine göre bir taraf %2 ile, diğer taraf %4 ile uzlaşabiliyor. Bu oranlar, Rekabeti Sınırlayıcı Anlaşma, Uyumlu Eylem ve Kararlar ile Hâkim Durumun Kötüye Kullanılması Halinde Verilecek Para Cezalarına İlişkin Yönetmelikte belirlenmiş durumda.
Şirketlerin soruşturmadan daha az ceza veya cezasız çıkabilmesi için süreci etkin yönetmeleri, uzlaşma toplantılarında rekabet hukukuna hâkim olmaları ve süreci rekabet soruşturmalarında uzman avukatlarla yürütmeleri kritik fark yaratacaktır. Bu anlamda soruşturma sürecinin son aşamasını beklemeden erken aksiyon alan ve yol haritasını belirleyen bir teşebbüsün diğer teşebbüslere göre daha avantajlı olacağını söylemek yanlış olmayacaktır.
Sonuç: Rekabet Kurumu soruşturması, şirketler için yalnızca hukuki bir sorun değil, stratejik bir krizdir. Teşebbüsler, vakit kaybetmeden hukuki yükümlülüklerini gözden geçirmeli, olası yaptırımlara karşı hazırlıklı olmalı, rekabet uyum eğitimlerine önem vermeli ve sektördeki itibarlarını korumak için şeffaf ve uyumlu rekabet politikalarını hayata geçirmelidir.
Av. Arb. Begün Büşra ŞEN






