Doğuş Üniversitesi Hukuk Fakültesi 4.Sınıf Öğrencisi Ertuna Kara, hukukihaber.net için yazdı;

Tüketici Hakları Yazı Dizisi-2 Tüketici Sözleşmelerindeki Haksız Şart Kavramı

Türk Hukukunda standart sözleşmelerin tüketici işlemlerinde de kullanılması mümkündür. Sözleşmenin genel işlem koşulu içermesi sözleşmeyi geçersiz bir sözleşme haline getirmez.  Haksız şart tüketiciyle müzakere edilmeden sözleşmeye dâhil edilen ve tarafların sözleşmeden doğan hak ve yükümlülüklerinde dürüstlük kuralına aykırı düşecek şekilde tüketici aleyhine dengesizliğe neden olan sözleşme şartlarıdır. Şu halde bir sözleşme kapsamındaki haksız şarttan bahsedilmek için;

- Ortada önceden hazırlanmış olan ve kullanılan standart sözleşme olmalıdır.

- Tüketici sözleşme koşuluna etki ya da sözleşme koşulunu müzakere edememiş olmalıdır.

-Standart şart tüketici aleyhine dürüstlük kuralına aykırı şekilde dengesizliğe neden olmalıdır.

Haksız şartların en çok yer aldığı sözleşmeler, bankalar ile tüketiciler arasında yapılan kredi sözleşmeleri, sigorta, taşımacılık, elektrik, su v.b hizmetlerin sunumu gibi alanlar olmakla bu tür sözleşmeler giderek yaygınlaşmaya başlamıştır.12 Bu alanlarda yapılan sözleşmelerde yer alan haksız şartların denetimi ise sözleşmenin taraflarından birini tüketici olması halinde Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun hükümleri gereği olacaktır. Zira Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunm.5 uygulama alanı itibariyle sadece tüketicilere karşı kullanılan genel işlem koşullarının denetlenmesi imkânı getirmiş, buna karşılık tüketici olmayanlar özellikle tacirler arasında kullanılan genel işlem koşullarının denetimi düzenleme alanı dışında bırakılmıştır.[1]

Yargıtay 13. Hukuk Dairesi’nin 2011/3576 E., 2011/10221 K. sayılı kararında; “kredi verilmesi için zorunlu olan masrafların tüketiciden istenebileceğini ancak bu masrafların konusunda uzman bilirkişiye da heyetince tespit edilecek miktara göre işlem yapmak gerekir iken sözleşmede her türlü vergi, resim, harç, sigorta primi, operasyon masrafını ödemeyi Kabul ve taahhüt eder hükmü  gereği, diğer ücret ve masraflar başlığı adı altında matbu belirlenen bir miktarın tüketiciden alınacağına dair hükmü haksız şart olduğunun kabulü gerekir” sonucuna varmıştır.

Öte yandan Yargıtay 13.Hukuk Dairesi, 2013/3682 Esas ve 2013/549 bir başka kararında “tüketiciye fazladan yükümlülük getiren, hukuki durumunu ağırlaştıran ve tüketiciye tek taraflı olarak dayatılmış nitelikteki dosya masrafı alınmasına ilişkin sözleşme şartının, müzakere edilmediğinden dolayı haksız şart niteliğinde olduğu dosya, masrafı alınacağına ilişkin şartın, taraflarca müzakere edilerek kararlaştırıldığı hususunun, banka tarafından ispatlanamadığı gibi dosya masrafı tutarının sözleşmede açıkça belli edilmemiş olmasının, sözü geçen sözleşme şartının müzakere edilmediğini göstermekte olduğu, bu itibarla haksız şarta dayalı olarak tahsil edilen paranın iadesi gerektiği, bir an için dosya masrafı alınmasına ilişkin sözleşme şartının taraflar arasında müzakere edildiği kabul edilse dahi, bankanın kullandırdığı krediyi faizi ile birlikte belli ir vade sonunda geri alacağı, bu şekilde kullandırdığı kredi karşılığında kazanç ve kar sağladığı, kredinin tahsisi için dosya masrafı alınmasını gerektiren herhangi bir zorunlu masraf yapılmadığı, banka tarafından kredinin tahsisi için kredinin maliyetine dahil olmayan bir kısım zorunlu masrafların yapıldığı ve bunun karşılığında dosya masrafı adı altında ücret alındığı olgusunun ispatlanamadığı, zorunlu masraf adı altında banka personel giderleri vesair şeklinde kredinin maliyetine dahil olan unsurların ileri sürüldüğü, ancak maliyete dahil olan unsurların kredi faiz oranına dahil olduğu ve kredinin, kararlaştırılan faiz oranı üzerinden satılmış olduğundan dolayı ancak maliyet dışı unsurların tüketiciye yansıtılıp tüketiciden talep edilebileceği, yukarıda açıklandığı üzere tüketiciye yansıtılabilecek ipotek tesis ücreti, ekspertiz ücreti vesair şeklinde herhangi bir masraf yapıldığının ispatlanamadığı, bu itibarla karşılıksız bir şekilde herhangi bir hizmet karşılığı olmaksızın  masrafı alınmasını dosya n, ticari ahlak ve iyiniyet kurallarına aykırı olduğu, ticari ahlak ve iyiniyet kurallarına aykırı sözleşmelerin, BK'nun 20 ( YBK 27. Madde ) maddesi gereğince batıl olduğu, yine 6098 sayılı BK'nun 25.maddesindeki "genel işlem koşullarına, dürüstlük kurallarına aykırı olarak karşı tarafın aleyhine ve onun durumunu ağırlaştırıcı nitelikte hükümler konulamayacağı" şeklindeki madde normu yönünden de dürüstlük kuralına aykırı olarak tüketicinin aleyhine olan ve durumunu ağırlaştıran herhangi bir hizmet karşılığı olmaksızın dosya masrafı alınmasına ilişkin sözleşme şartının geçersiz olduğu, giderek bu yönden de alınan ücretin tüketiciye iadesi gerektiği…” hususunu belirtmiştir.

Bir sözleşme şartının haksızlığı; sözleşme konusu mal veya hizmetin niteliği, sözleşmenin kuruluşunda var olan şartlar ve sözleşmenin diğer hükümleri veya haksız şartın ilgili olduğu diğer bir sözleşmenin hükümleri de dikkate alınmak suretiyle sözleşmenin kuruluş anına göre belirlenir.

Sözleşme şartlarının haksızlığının takdirinde, bu şartların açık ve anlaşılır bir dille yazılmış olması kaydıyla, hem sözleşmeden doğan asli edim yükümlülükleri arasındaki hem de mal veya hizmetin piyasa değeri ile sözleşmede belirlenen fiyatı arasındaki dengeye ilişkin bir değerlendirme yapılamaz.

Sözleşme şartlarının yazılı olması halinde, tüketicinin anlayabileceği açık ve anlaşılır bir dilin kullanılmış olması gerekir. Sözleşmede yer alan bir hükmün açık ve anlaşılır olmaması veya birden çok anlama gelmesi hâlinde; bu hüküm, tüketicinin lehine yorumlanır.

Tüketiciyle kurulan sözleşmelerde yer alan haksız şartlar kesin olarak hükümsüzdür. Ancak sözleşmenin haksız şartlar dışındaki hükümleri geçerliliğini korur. Bu durumda sözleşmeyi düzenleyen, kesin olarak hükümsüz sayılan şartlar olmasaydı diğer hükümlerle sözleşmeyi yapmayacak olduğunu ileri süremez.

Bakanlık, genel olarak kullanılmak üzere hazırlanmış sözleşmelerde yer alan haksız şartların, sözleşme metinlerinden çıkarılması veya kullanılmasının önlenmesi için gerekli tedbirleri alır.

Genel olarak kullanılmak üzere hazırlanmış tüketici sözleşmelerinde haksız şartların yer alması durumunda, bu şartların sözleşme metninden çıkarılması için sözleşmeyi düzenleyene Bakanlıkça otuz gün süre verilir. Bakanlık gerekli gördüğü hallerde bu süreyi doksan güne kadar uzatabilir.

Haksız şart olarak tespit edilen sözleşme şartlarının, tüketiciler açısından kesin olarak hükümsüz olduğunun sözleşmeyi düzenleyen tarafından tüketicilere açık ve anlaşılır biçimde yazılı veya elektronik ortamda bildirilmesi durumunda, tespit tarihinden önce tüketicilerle kurulan ve halen geçerli olan sözleşme metinlerinden bu şartların çıkarıldığı kabul edilir.

Bakanlıkça verilen sürenin bitimine kadar, sözleşmeyi düzenleyen tarafından haksız şartların sözleşme metninden çıkarılmaması halinde, aykırılığın tespit edildiği her bir sözleşme için Kanunun 77 nci maddesi uyarınca idari para cezası uygulanır.


Ertuna Kara / hukukihaber.net

---------------------------------------
[1] Topak, Süleyman, TÜKETİCİ SÖZLEŞMELERİNDEKİ HAKSIZ ŞARTLARIN BAĞLAYICI OLMAMASININ SONUÇLARI, TBB Dergisi,122.sayı, s.286.