TÜRKİYE CUMHURİYETİ

ANAYASA MAHKEMESİ

 

 

İKİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

A.B. BAŞVURUSU

(Başvuru Numarası: 2021/23463)

 

Karar Tarihi: 27/11/2024

İKİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

GİZLİLİK TALEBİ KABUL

 

Başkan

:

Basri BAĞCI

Üyeler

:

Engin YILDIRIM

 

 

Rıdvan GÜLEÇ

 

 

Kenan YAŞAR

 

 

Ömer ÇINAR

Raportör

:

Tolga BAŞBOZKURT

Başvurucu

:

A.B.

 

I. BAŞVURUNUN ÖZETİ

1. Başvuru, ceza infaz kurumuna hediye olarak getirilen bazı süresiz yayınların ceza infaz kurumu idaresi tarafından sakıncalı bulunarak teslim edilmemesi nedeniyle ifade özgürlüğünün ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.

2. Başvurucu, başvuru tarihinde silahlı terör örgütüne üye olmak suçundan Silivri 3 No.lu L Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumunda (Ceza İnfaz Kurumu) hükümözlü olarak bulunmaktadır.

3. Başvurucunun ziyaretçileri tarafından "Uygulamalı Siber Güvenlik ve Hacking" ve "CCNP and CCIE Security Core (Scor 350-701)" isimli süresiz yayınlar ile bir kısım yayın hediye kapsamında başvurucuya teslim edilmek üzere Ceza İnfaz Kurumuna bırakılmıştır.

4. Söz konusu süresiz yayınlar Ceza İnfaz Kurumu Eğitim Kurulu (Eğitim Kurulu) tarafından incelenmiştir. Eğitim Kurulu, inceleme sonucunda 2/2/2021 tarihinde hediye kapsamında gelen bir kısım süresiz yayının başvurucuya teslimine karar verilmesine karşın yukarıda isimleri yazılı olan iki süresiz yayının başvurucuya verilmemesine ve ziyaretçisine iade edilmesine karar vermiştir. Eğitim Kurulu kararında söz konusu yayınların; bilimsel şifreleme yöntemleri içerdiği, herhangi bir bilgisayarda bilgi toplama zararlıları üretilmesinde kullanılabileceği, bazı bölüm veya sayfalarının ayıklanarak verilmesinin mümkün olmadığı, başvurucunun birlikte kaldığı diğer terör örgütü üyelerinin de örgütsel haberleşmelerinde kullanılabileceği, bu şekilde hem kurum güvenliğinin hem de kamusal güvenliğin tehlikeye düşebileceği şeklindeki temel gerekçelere dayanıldığı görülmüştür.

5. Başvurucu, Eğitim Kurulunun kararına karşı Silivri 2. İnfaz Hâkimliğine (Hakimlik) şikâyet başvurusu gerçekleştirmiştir. Başvurucu dilekçesinde, güvenlik mühendisi olarak çeşitli projelerde görev yaptığını, söz konusu süresiz yayınları belirli aralıklarla yenilenen sertifika yeterlilik sınavlarına çalışmak için talep ettiğini belirtmiştir.

6. Hâkimlik 18/2/2021 tarihli kararıyla Eğitim Kurulu kararındaki gerekçelere benzer tespitler yaparak başvurucunun şikâyetini reddetmiştir. Ayrıca Hâkimlik gerekçesinde, söz konusu süresiz yayınların 13/12/2004 tarihli ve 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkındaki Kanun'un 62. maddesi kapsamında ders kitabı kapsamında olmadığını da belirtmiştir.

7. Başvurucu, Hâkimlik kararına karşı itiraz kanun yoluna başvurmuştur. İtirazı inceleyen Silivri Ağır Ceza Mahkemesi 9/3/2021 tarihinde Hâkimlik kararının usul ve kanuna uygun olduğunu belirterek itirazı reddetmiştir.

8. Başvurucu, nihai hükmü 23/3/2021 tarihinde öğrendikten sonra 21/4/2021 tarihinde bireysel başvuruda bulunmuştur.

9. Başvurunun kabul edilebilirlik ve esas incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına karar verilmiştir.

II. DEĞERLENDİRME

10. Ödeme gücünden yoksun olduğu anlaşılan başvurucunun adli yardım talebinin kabulüne karar verilmesi gerekir.

11. Başvurucu; kriptoloji alanında ihtisas yaptığını, çeşitli projelerde güvenlik mühendisi olarak çalıştığını, ceza infaz kurumunda kaldığı süre içerisinde bu bilgilerini unutmamak için ziyaretçisinden (ailesinden) istediği "Uygulamalı Siber Güvenlik ve Hacking" ve "CCNP and CCIE Security Core (Scor 350-701)" isimli süresiz yayınların Ceza İnfaz Kurumu tarafından kendisine verilmemesinin bilim ve araştırma yapma hakkını ihlal ettiğini ileri sürmüştür. Başvurucu, ayrıca bazı üniversitelerde söz konusu süresiz yayınların konularını içeren eğitim ve öğretim yapıldığını, bu doğrultuda eğitim ve öğrenim hakkının da ihlal edildiğini ileri sürmüştür.

12. Anayasa Mahkemesi İçtüzüğü'nün 71. maddesinin (2) numaralı fıkrası uyarınca başvurunun içtihadın oluştuğu alana ilişkin olduğu değerlendirilerek Bakanlık görüşü beklenmeden başvurunun incelenmesine karar verilmiştir.

13. Anayasa Mahkemesi, olayların başvurucu tarafından yapılan hukuki nitelendirmesi ile bağlı olmayıp olay ve olguların hukuki tavsifini kendisi takdir eder (Tahir Canan, B. No: 2012/969, 18/9/2013, § 16). Anayasa Mahkemesi daha önce verdiği birçok kararında, hükümlü ve tutuklulara kargo yoluyla gelen ya da ziyaretçileri aracılığıyla getirilen veya hükümlü ve tutukluların kendi satın aldıkları süreli ya da süresiz yayınların ceza infaz kurumlarına kabul edilmemesini ifade özgürlüğü kapsamında değerlendirmiştir (ilgili kararlar için bkz. İbrahim Kaptan (2), B. No: 2017/30723, 12/9/2018, § 23; Recep Bekik ve diğerleri [GK], B. No: 2016/12936, 27/3/2019, § 24; Ahmet Sil ve Taner Yay, B. No: 2017/35227, 30/9/2020, § 31). Eldeki başvuruda anılan kararlardaki değerlendirmelerden ayrılmayı gerektiren bir durum bulunmadığından başvuru, ifade özgürlüğü kapsamında incelenmiştir.

14. Açıkça dayanaktan yoksun olmadığı ve kabul edilemezliğine karar verilmesini gerektirecek başka bir nedeni de bulunmadığı anlaşılan başvurunun kabul edilebilir olduğuna karar verilmesi gerekir.

15. Ceza infaz kurumunda bulunan başvurucuya hediye olarak gelen süresiz yayınların teslim edilmemesinin haber veya fikir alma özgürlüğüne, dolayısıyla ifade özgürlüğüne yönelik bir müdahale olduğu kabul edilmiştir. Anılan müdahale, Anayasa’nın 13. maddesinde belirtilen koşulları yerine getirmediği müddetçe Anayasa’nın 26. maddesinin ihlalini teşkil edecektir. Anayasa’nın 13. maddesinin ilgili kısmı şöyledir:

 “Temel hak ve hürriyetler, ... yalnızca Anayasanın ilgili maddelerinde belirtilen sebeplere bağlı olarak ve ancak kanunla sınırlanabilir. Bu sınırlamalar, ... demokratik toplum düzeninin ... gereklerine ve ölçülülük ilkesine aykırı olamaz.”

16. Anayasa Mahkemesi Recep Bekik ve diğerleri kararında, benzer müdahalelerin hukuki dayanağı olan 5275 sayılı Kanun'un 62. maddesinin kanunla sınırlama ölçütünü karşıladığı ve başvuruya konu yayınların ceza infaz kurumlarının düzeninin ve güvenliğinin sağlanması, suçun önlemesi ve mahkûmun ıslahı amaçlarıyla başvuruculara verilmemesi şeklindeki müdahalelerin Anayasa’nın 26. maddesinin ikinci fıkrasında öngörülen kamu düzeni ve kamu güvenliği kapsamında meşru bir amaç taşıdığı sonucuna varmıştır (Recep Bekik ve diğerleri, §§ 32, 33). Mevcut başvuruda da anılan tespitten ayrılmayı gerektiren bir yön bulunmamaktadır. Bu belirlemenin ardından müdahalenin demokratik toplum düzeninin gereklerine uygunluğu yönünden inceleme yapılacaktır.

17. Temel hak ve özgürlüklere yönelik bir müdahalenin demokratik toplum düzeninin gereklerine uygun kabul edilebilmesi için zorunlu bir toplumsal ihtiyacı karşılaması ve orantılı bir müdahale olması gerekir (Bekir Coşkun [GK], B. No: 2014/12151, 4/6/2015, §§ 53-55; Mehmet Ali Aydın [GK], B. No: 2013/9343, 4/6/2015, §§ 70-72; Murat Karayel (5), B. No: 2013/6223, 7/1/2016, §§ 38-41; Ferhat Üstündağ, B. No: 2014/15428, 17/7/2018, § 45; Cihat Özdemir, B. No: 2015/214, 9/5/2018, § 21; Eşref Arslan, B. No: 2014/14655, 18/7/2018, §§ 39-43).

18. Anayasa Mahkemesi, ceza infaz kurumunda bulunan tutuklu ve hükümlülerin süreli ve süresiz yayınlardan yararlanmasına ilişkin genel ilke ve esasları Serdar Güzelçay ve diğerleri ([GK], B. No: 2022/66987, 21/12/2023) kararında ortaya koymuştur. Yine süreli veya süresiz yayınlar hakkında yapılması gereken denetime ilişkin ilkeler de Anayasa Mahkemesinin Halil Bayık kararında açıklanmıştır. Bu itibarla, ifade özgürlüğüne gerekçesiz olarak veya Anayasa Mahkemesince ortaya konulan kriterleri (Halil Bayık, §§ 28-43) karşılamayan bir gerekçe ile yapılan müdahaleler Anayasa'nın 26. maddesini ihlal edecektir (Halil Bayık, § 43).

19. Somut olayda, başvurucunun ziyaretçisi tarafından getirilen "Uygulamalı Siber Güvenlik ve Hacking" ve "CCNP and CCIE Security Core (Scor 350-701)" isimli süresiz yayınlar Eğitim Kurulu tarafından yapılan inceleme sonucunda bilimsel şifreleme yöntemleri içerdiği, herhangi bir bilgisayar için bilgi toplama zararlıları üretilmede kullanılabileceği ve örgütsel haberleşmede kullanılabileceği gerekçeleriyle başvurucuya verilmemiş ve ziyaretçisine iade edilmesine karar verilmiştir.

20. Bu karara yapılan şikâyeti değerlendiren İnfaz Hâkimliği, Eğitim Kurulunun gerekçelerine ek olarak söz konusu süresiz yayınların 5275 sayılı Kanun'un 62. maddesi kapsamında ders kitabı olmadığını da belirterek itirazı reddetmiştir. İnfaz Hâkimliğinin kararına yapılan itirazı değerlendiren Ağır Ceza Mahkemesi de kararı usul ve kanuna uygun olduğu gerekçesiyle itirazı reddetmiştir.

21. Ceza İnfaz Kurumu idaresi ve yargı mercilerinin kararları bir bütün olarak dikkate alındığında, söz konusu süresiz yayınların kurum güvenliğini tehlikeye düşüreceği ve örgütsel şifreli haberleşmeye neden olabileceği şeklindeki gerekçelere dayanıldığı görülmektedir. Bununla birlikte idare ve yargı makamları, -kural olarak- bilgisayara erişimi olmayan başvurucu tarafından şikâyete konu yayınların; ceza infaz kurumunun güvenliğini tehlikeye düşürecek şekilde nasıl kullanılabileceğini, herhangi bir bilgisayar için bilgi toplama zararlılarını üretmede nasıl kullanılabileceğini ya da örgüt içi şifreli haberleşmede ne şekilde bir kolaylık sağlayacağını açıklamamışlardır. Nitekim başvurucunun düzenli ya da düzensiz şekilde ceza infaz kurumunda herhangi bir bilgisayara erişiminin bulunduğu hem idare hem de hâkimlik kararında belirtilmemiştir. Öte yandan yayınların ders kitabı vasfına sahip olmadığı konusunda yeterli bir gerekçe oluşturulmuş olsa da başvurucunun mesleği gereği bu yayınlara erişiminde menfaati olduğu yönündeki iddiası da İnfaz Hâkimliğince yapılan değerlendirmede yeterli bir gerekçeyle karşılanmamıştır.

22. Sonuç olarak, başvuruya konu süresiz yayınların başvurucuya verilmemesinin demokratik bir toplumda gerekli olduğu ilgili ve yeterli bir gerekçe ile gösterilebilmiş değildir.

23. Açıklanan gerekçelerle Anayasa’nın 26. maddesinde güvence altına alınan ifade özgürlüğünün ihlal edildiğine karar verilmesi gerekir.

III. GİDERİM

24. Başvurucu ihlalin tespiti ile maddi ve manevi tazminat talebinde bulunmuştur.

25. Başvurucunun ifade özgürlüğünün ihlal edildiği sonucuna varılmıştır. Bu ihlal kararı -ilgili ve yeterli gerekçe eksikliğine dayalı olarak verildiğinden- başvuruya konu yayınların başvurucuya verilmesi gerektiği şeklinde yorumlanamaz.

26. İfade özgürlüğünün ihlalinin sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden yargılama yapılmasında hukuki yarar bulunduğundan kararın bir örneğinin -Anayasa Mahkemesince ortaya konulan kriterler ve gösterilen yöntemle- yeniden yargılama yapmak ve yargılamanın sonucuna göre başvurucunun itirazı hakkında yeni bir karar vermek üzere Silivri 2. İnfaz Hâkimliğine gönderilmesine karar verilmesi gerekir. Bu kapsamda kararın gönderildiği yargı mercilerince yapılması gereken iş, yeniden yargılama işlemlerini başlatmak ve Anayasa Mahkemesini ihlal sonucuna ulaştıran nedenleri gideren, ihlal kararında belirtilen ilkelere uygun yeni bir karar vermektir (30/3/2011 tarihli ve 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun'un 50. maddesinin (2) numaralı fıkrasında düzenlenen bireysel başvuruya özgü yeniden yargılama kurumunun özelliklerine ilişkin kapsamlı açıklamalar için bkz. Mehmet Doğan [GK], B. No: 2014/8875, 7/6/2018, §§ 54-60; Aligül Alkaya ve diğerleri (2), B. No: 2016/12506, 7/11/2019, §§ 53-60, 66; Kadri Enis Berberoğlu (3) [GK], B. No: 2020/32949, 21/1/2021, §§ 93-100).

27. Ayrıca ihlalin niteliği dikkate alınarak başvurucuya net 10.000 TL manevi tazminat ödenmesine karar verilmesi gerekir. Öte yandan başvurucu, maddi zarara ilişkin olarak bilgi/belge sunmadığından maddi tazminat talebinin reddine karar verilmesi gerekir.

IV. HÜKÜM

Açıklanan gerekçelerle;

A. Adli yardım talebinin KABULÜNE,

B. Kamuya açık belgelerde başvurucunun kimliğinin gizli tutulması talebinin KABULÜNE,

C. İfade özgürlüğünün ihlal edildiğine ilişkin iddianın KABUL EDİLEBİLİR OLDUĞUNA,

D. Anayasa’nın 26. maddesinde güvence altına alınan ifade özgürlüğünün İHLAL EDİLDİĞİNE,

E. Kararın bir örneğinin ifade özgürlüğü ihlalinin sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden yargılama yapılmak üzere Silivri 2. İnfaz Hâkimliğine (E.2021/423 ve K. 2021/479) GÖNDERİLMESİNE,

F. Net 10.000 TL manevi tazminatın başvurucuya ÖDENMESİNE, tazminata ilişkin diğer taleplerin REDDİNE,

G. Ödemenin kararın tebliğini takiben başvurucunun Hazine ve Maliye Bakanlığına başvuru tarihinden itibaren dört ay içinde yapılmasına, ödemede gecikme olması hâlinde bu sürenin sona erdiği tarihten ödeme tarihine kadar geçen süre için yasal FAİZ UYGULANMASINA,

H. Kararın bir örneğinin Adalet Bakanlığına GÖNDERİLMESİNE 27/11/2024 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.