TÜRKİYE CUMHURİYETİ |
ANAYASA MAHKEMESİ |
|
|
İKİNCİ BÖLÜM |
|
KARAR |
|
HÜSEYİN DEĞİRMEN BAŞVURUSU |
(Başvuru Numarası: 2021/40839) |
|
Karar Tarihi: 20/11/2024 |
İKİNCİ BÖLÜM |
|
KARAR |
|
Başkan |
: |
Basri BAĞCI |
Üyeler |
: |
Engin YILDIRIM |
|
|
Rıdvan GÜLEÇ |
|
|
Kenan YAŞAR |
|
|
Ömer ÇINAR |
Raportör |
: |
Şeyda Nur ÜN |
Başvurucu |
: |
Hüseyin DEĞİRMEN |
I. BAŞVURUNUN ÖZETİ
1. Başvuru, ceza infaz kurumunda bulunan başvurucunun fotokopi çekilmesi için verdiği dokümanın idarece teslim edilmemesi nedeniyle bireysel başvuru hakkının ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.
2. Başvurucu, başvuru tarihinde silahlı terör örgütüne üye olma suçundan hükümlü olarak Kayseri 1 No.lu T Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumunda (Ceza İnfaz Kurumu) bulunmaktadır. Başvurucu 11/6/2021 tarihinde bulunduğu Ceza İnfaz Kurumuna müracaat ederek on sayfadan ibaret olan dokümanın her sayfasından dört adet fotokopi çekilerek kendisine verilmesini talep etmiştir.
3. Ceza İnfaz Kurumu Eğitim Kurulu Başkanlığı (Eğitim Kurulu) doküman üzerinde yaptığı inceleme sonucu 21/6/2021 tarihinde "doküman içerisinde FETÖ terör örgütünün propagandasının yapıldığı, örgüt içi faaliyetleri canlı tutma amacının taşındığı, devlet kurum ve yetkililerine karşı aşağılama, hakaret ve iftira amacı taşıdığı" gerekçesiyle dokümanın başvurucuya iade edilmeyerek emanete alınmasına karar vermiştir.
4. Başvurucu, Ceza İnfaz Kurumunun kararına itiraz etmiş; itiraz dilekçesinde de "dokümanın bir kısmının kendisine ait olmadığını ancak kendisini ilgilendirdiğini, Anayasa Mahkemesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nde savunmasında kullanmak için fotokopi çekilerek kendisine verilmesini istediğini ancak Ceza İnfaz Kurumunun kararı nedeniyle hak kaybına uğradığını, dokümanın Anayasa Mahkemesine gönderileceğini ancak gönderilmeyerek mahkemeye erişim hakkının engellendiğini" belirtmiştir. İtirazı inceleyen Kayseri 2. İnfaz Hâkimliği (İnfaz Hâkimliği) 16/7/2021 tarihinde başvurucunun itirazının reddine karar vermiştir. Gerekçeli kararın ilgili kısmı şöyledir:
"...Hükümlünün, on sayfadan ibaret evraklarının aslı infaz kurumundan getirtilerek incelenmiştir. Bahis konusu evraklar incelendiğinde, özetle; evrakta, 15 Temmuz ve sonrası yaşadıklarımız başlığının bulunduğu, alt başlıklarda, hükümlünün gözaltında yaşadıklarını, soruşturma aşamasında ifade esnasında yaşadıklarını, Sulh Ceza hakimliğine götürülmesi esnasında yaşadıklarını, Cezaevine girişte yaşadıkları ve hak ihlallerini, iddianameye yönelik eleştirileri, yerel mahkeme sürecinde yaşadıklarını, İstinaf ve Yargıtay sürecinde yaşadıklarını, tüm aşamalara ilişkin hak ihlallerinin yanı sıra mahkemelerin tarafsız olmadıklarına ilişkin düşüncelerinin bulunduğu anlaşılmıştır. Bununla birlikte, yazının hangi makama gönderilmek istendiğine (örneğin Anayasa Mahkemesi veya başkaca Mahkeme veya kuruma) ilişkin başlığının bulunmadığı görülmüştür.
...Hükümlü, bulunduğu infaz kurumundan sedace fotokopi talebinde bulunmuş, infaz kurumu da talebi reddetmiştir.
...Bununla birlikte, hükümlü, infaz kurumundan sadece evraklarının fotokopisinin çekilmesini talep etmiştir. Evrakın üzerinde (örneğin gönderilmesini istediği Mahkeme ismi gibi) gönderilmesini talep ettiği bir kurum adı da bulunmadığı gibi Anayasa Mahkemesi veya başkaca Mahkemeye gönderilmesine yönelik ayrıca bir talebi de bulunmamaktadır. Bu durumda evraklar bilgi notu mahiyetindedir. Dolayısıyla hükümlü, 11.06.2021 tarihli dilekçesinde infaz kurumundan sadece fotokopi isteminde bulunmuş olup infaz kurumunun Mahkemeye erişim hakkını engellendiğinden söz etmek mümkün değildir. Ayrıca anılan mevzuat veya Mahkeme kararlarında sadece fotokopi çekilmesi bir hak olarak sayılmadığı gibi infaz kurumuna yönelik bir yükümlülük olarak da sayılmamıştır. Bu haliyle hükümlünün bir hakkının ihlal edildiğinden de söz edilemeyecektir.
...Öte yandan, hükümlü itiraz dilekçesinde düşünce özgürlüğü ve mahkemeye erişim hakkından bahsettiği halde, Hakimliğimizden sadece evraklarının kendisine iadesini talep etmiştir. Dolayısıyla evrakların Mahkeme veya başkaca bir kuruma gönderilmesini talep etmediğinden bu aşamada da Mahkemeye erişim hakkının engellendiğinden bahsetmek mümkün değildir.
Özellikle birinci sayfanın not kısmında '.... göstermek için yapacağınız başvuruya eklemeniz bizim için faydalı olacağını düşünüyorum. Bu konuda tabi en iyisini siz bilirsiniz'cümlesinin, Anayasa Mahkemesinin Murat Türk Başvurusunda da (Başvuru Numarası 2014/19248) '...en azından örgüt içi ilişkilerin ve/veya örgütsel haber akışının canlı tutulmaya çalışıldığı sonucuna ulaşılması mümkündür.'cümlesiyle belirtildiği üzere, FETÖ terör örgütü mensuplarının Anayasa Mahkemesi veya AİHM'ne yapacakları veya yaptıkları başvurularda aynı sözde mağduriyetlerin yaşandığı algısını yaratmaya yönelik olduğu, evrakların dörder adet fotokopisinin çekilmesi isteminin de koğuşlar arası haberleşme ve yapılacak başvurularda sözde mağduriyetlerin yaşandığına yönelik algıyı güçlendirmeye, örgüt içi ilişki ve haber akışını canlı tutmaya yönelik olduğuna kanaat getirilerek talebin reddine"
5. Başvurucu, İnfaz Hâkimliğinin kararına itiraz etmiştir. İtirazı inceleyen Kayseri 1. Ağır Ceza Mahkemesi 6/8/2021 tarihinde kararın usul ve yasaya uygun olduğu gerekçesiyle başvurucunun itirazını kesin olarak reddetmiştir.
6. Başvurucu, nihai hükmü 19/8/2021 tarihinde öğrendikten sonra 6/9/2021 tarihinde bireysel başvuruda bulunmuştur.
7. Başvurunun kabul edilebilirlik ve esas incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına karar verilmiştir.
II. DEĞERLENDİRME
8. Anayasa Mahkemesinin Mehmet Şerif Ay (B. No: 2012/1181, 17/9/2013) kararında belirtilen ilkeler dikkate alınarak geçimini önemli ölçüde güçleştirmeksizin yargılama giderlerini ödeme gücünden yoksun olduğu anlaşılan başvurucunun açıkça dayanaktan yoksun olmayan adli yardım talebinin kabulüne karar verilmesi gerekir.
9. Başvurucu; fotokopi çekilmesi istemiyle idareye verdiği dokümanı Anayasa Mahkemesine göndereceğini ancak dokümanın fotokopisinin çekilmediğini ve kendisinede verilmediğini, bu hâliyle dokümanı gönderemediği için mahkemeye erişim hakkının ihlal edildiğini iddia etmiştir. Başvurucu ayrıca dokümanda yer alan içeriklerin ifade özgürlüğü ve söz konusu dokümanın da özel hayata saygı hakkı kapsamında olduğunu iddia etmiştir.
10. Adalet Bakanlığı (Bakanlık) görüşünde; mevcut başvuruda başvurucunun şikâyetleri incelenirken Anayasa Mahkemesi tarafından yapılacak incelemede Anayasa ve mevzuat hükümleri doğrultusunda somut olayın kendine özgü koşullarının göz önüne alınması gerektiği belirtilmiştir. Başvurucu, Bakanlığın görüşüne karşı; genel olarak bireysel başvuru formundaki iddialarını yineleyerek görüş yazısında yer alan hususları kabul etmediğini beyan etmiştir.
11. Anayasa Mahkemesi, olayların başvurucu tarafından yapılan hukuki nitelendirmesi ile bağlı olmayıp olay ve olguların hukuki tavsifini kendisi takdir eder. Başvurucunun iddiaların özü Anayasa Mahkemesine göndermek amacıyla fotokopi çekilmesini talep ettiği dokümanın fotokopisinin çekilmeyerek kendisine de iade edilmemesi üzerine söz konusu dokümanı ilgili yerlere gönderememesidir. Bu bağlamda başvurucunun iddiasının bireysel başvuru hakkı kapsamında incelenmesi gerektiği değerlendirilmiştir (bazı farklılıklarla birlikte bkz. Candaş Kat, B. No: 2015/18467, 19/11/2019, §§ 26, 27).
12. Açıkça dayanaktan yoksun olmadığı ve kabul edilemezliğine karar verilmesini gerektirecek başka bir neden de bulunmadığı anlaşılan bireysel başvuru hakkının ihlal edildiğine ilişkin başvurunun kabul edilebilir olduğuna karar verilmesi gerekir.
13. Bireysel başvuru hakkı, Anayasa'nın 148. maddesinin üçüncü fıkrasında düzenlenmiştir. Buna göre herkes, Anayasa'da güvence altına alınmış temel hak ve özgürlüklerinden Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi kapsamındaki herhangi birinin kamu gücü tarafından ihlal edildiği iddiasıyla Anayasa Mahkemesine başvurabilir.
14. Bireysel başvuru, kamu gücü kullanan otoritelerin işlem ve eylemleri sonucu bazı anayasal hakları ihlal edilenler tarafından gerekli olağan hukuk yolları tüketildikten sonra ihlalin tespiti ve giderilmesi amacıyla Anayasa Mahkemesine başvuru imkânı tanıyan anayasal bir haktır. Anayasa Mahkemesine bireysel başvuru yolunun anayasal hak ve özgürlüklerin kapsamını belirlemenin, yeknesak bir hak ve özgürlükler hukukunun tüm ülkeye egemen olmasını sağlamanın yanı sıra bireysel mağduriyetleri giderme işlevi de bulunmaktadır (Ruhi Abat, B. No: 2014/4724, 7/3/2019, § 48).
15. Bireysel başvuru, hak ve özgürlüklerin korunmasının en önemli araçlarından biridir. Bu nedenle idari ve yargısal kuruluşlar, temel hak veya özgürlüklerinin ihlal edildiğini düşünen kişilerin bu yola başvurmalarını engelleyici veya zorlaştırıcı tutum ve davranışlardan kaçınmakla yükümlüdür. Öte yandan bu negatif yükümlülüğün yanında somut olayın koşullarının gerektirmesi hâlinde kamu otoritelerinin bireylerin bu haktan yararlanmalarını kolaylaştırma pozitif yükümlülüğü de bulunmaktadır. İdari ve yargısal otoritelerin aldıkları idari veya fiilî tedbirlerle kişilerin bireysel başvuru yapmalarını engellemesi veya zorlaştırması bu hakkın ihlaline yol açabileceği gibi engelleyici veya zorlaştırıcı bir tutum sergilemeseler bile somut olayın koşulları çerçevesinde kolaylaştırıcı tedbirler almalarının kendilerinden beklenmesinin makul görüldüğü hâllerde kamu otoritelerinin hareketsiz kalması dahi bu hakkın zedelenmesi sonucunu doğurabilir (Ruhi Abat, § 50).
16. Özellikle idarenin fiilî kontrolü altında bulunan ve bu nedenle diğer insanlar kadar serbest hareket etme imkânına sahip bulunmayan, nispeten kırılgan konumdaki kişilerin idarenin kolaylaştırıcı rolüne daha fazla muhtaç oldukları gözönünde bulundurulmalıdır. Dolayısıyla bu kişilerin anayasal haklarının ihlal edildiği iddiasıyla bireysel başvuruda bulunabilmeleri hususunda destek sağlayacak kişi veya materyallere erişimlerinin tamamen engellenmesi bireysel başvuru hakkının ihlaline neden olabilir. Bu engelleme ilgili mevzuatın yetersizliğinden kaynaklanabileceği gibi somut olay kapsamında yetkili makamların keyfî tutumlarına bağlı olarak da gerçekleşebilir (Ruhi Abat, § 51).
17. Anayasa Mahkemesi mevcut başvuruya benzer nitelikteki Candaş Kat başvurusunda terör suçundan mahkûm olarak ceza infaz kurumunda bulunan hükümlünün bireysel başvuru yapması için avukatına posta yoluyla göndermek istediği belgelerin göndermesinin idarece engellenmesinin bireysel başvuru hakkını ihlal ettiği iddiasını incelenmiştir. Anılan kararda Anayasa Mahkemesi başvurucunun avukatına göndermek istediği belgelerin gerçekten bireysel başvuruda bulunulması amacına yönelik olup olmadığını yetkili makamların değerlendirmesi gerektiğini, yetkili makamların buna ilişkin değerlendirmelerinde söz konusu belgelerin bireysel başvuruda bulunma amacına yönelik olup olmadığını somut bir biçimde ortaya koyması gerektiğini belirtmiştir. Devamında Anayasa Mahkemesi başvuruya konu olayda infaz hâkimliği tarafından yapılan incelemede, bireysel başvuruya ilişkin olduğu iddia edilen belgelerin gerçekten bireysel başvuru hakkının kullanımına ilişkin olup olmadığı konusunda ilgisiz ve yetersiz bir gerekçeye yer verildiğini belirterek bireysel başvuru hakkının ihlal edildiğine karar vermiştir.
18. Mevcut başvuru yönünden de yapılması gereken, Anayasa Mahkemesinin Candaş Kat kararında belirttiği ilkeler doğrultusunda başvurucunun iddia ettiği gibi Anayasa Mahkemesine göndermek amacıyla fotokopi çekilmesini talep ettiği dokümanın gerçekten bireysel başvuruda bulunma amacına yönelik olup olmadığı konusunda yargı mercilerince somut olaya uygun ilgili ve yeterli bir gerekçenin ortaya konulup konulmadığını tespit etmektir.
19. Somut olayda başvurucu Ceza İnfaz Kurumuna başvurarak on sayfadan ibaret bir dokümanın fotokopisinin çekilmesini talep etmiştir. Başvurucunun söz konusu talebi esnasında anılan dokümanın Anayasa Mahkemesine gönderileceği hususunda Ceza İnfaz Kurumuna beyanda bulunduğuna dair bir bilgi mevcut olmadığı gibi başvurucu da bireysel başvuru formunda böyle bir beyanda bulunduğuna dair herhangi bir bilgi sunmamıştır.
20. Akabinde fotokopi çekilmesini talep ettiği dokümanın Ceza İnfaz Kurumu tarafından incelenerek sakıncalı bulunması ve kendisine verilmemesi üzerine başvurucu, İnfaz Hâkimliğine şikâyette bulunmuş; dilekçesinde söz konusu dokümanı Anayasa Mahkemesine göndereceğini belirtmiştir. İnfaz Hâkimliği de söz konusu dokümanın aslını Ceza İnfaz Kurumundan getirterek doküman üzerinde inceleme yapmıştır. İnfaz Hâkimliği inceleme neticesinde dokümanın hangi makama gönderilmek istendiğine dair bir başlık bulunmadığını, dokümanda herhangi bir kurum adı yer almadığını belirtmiştir. Devamında başvurucunun Ceza İnfaz Kurumundan yalnızca ilgili dokümanın fotokopisini talep ettiğini, dokümanı Anayasa Mahkemesine göndermek istediğine dair bir talepte bulunmadığını, ayrıca İnfaz Hâkimliğinden böyle bir talebinin olmadığını belirtmiştir. Tüm bu tespitler ışığında mahkemeye erişim hakkına yönelik bir müdahalede bulunulmadığını tespit etmiştir. İnfaz Hâkimliği evrakın içeriğinin incelenmesi neticesinde ise Ceza İnfaz Kurumu kararında yer alan gerekçelere benzer gerekçelerle başvurucunun itirazını reddetmiştir.
21. Bu kapsamda gerek başvurucunun fotokopi aşamasında dokümanın Anayasa Mahkemesine gönderileceğine ilişkin bir beyanda bulunduğunu ortaya koyamaması gerekse de İnfaz Hâkimliğinin kararında yer alan tespit ve değerlendirmeler gözönüne alındığında başvurucunun iddiasına konu dokümanın bireysel başvuru hakkının kullanılması amacına yönelik olmadığı konusundaki İnfaz Hâkimliği kararının somut olaya uygun ilgili ve yeterli bir gerekçe içerdiği görülmekle başvurucunun bireysel başvuru hakkına yönelik bir ihlalin mevcut olmadığı anlaşılmıştır.
22. Açıklanan gerekçelerle Anayasa’nın 148. maddesinde güvence altına alınan bireysel başvuru hakkının ihlal edilmediğine karar verilmesi gerekir.
III. HÜKÜM
Açıklanan gerekçelerle;
A. Adli yardım talebinin KABULÜNE,
B. Bireysel başvuru hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın KABUL EDİLEBİLİR OLDUĞUNA,
C. Anayasa’nın 148. maddesinde güvence altına alınan bireysel başvuru hakkının İHLAL EDİLMEDİĞİNE,
D. 12/1/2011 tarihli ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 339. maddesinin (2) numaralı fıkrası uyarınca tahsil edilmesi mağduriyetine neden olacağından adli yardım talebi kabul edilen başvurucunun yargılama giderlerini ödemekten TAMAMEN MUAF TUTULMASINA,
E. Kararın bir örneğinin Adalet Bakanlığına GÖNDERİLMESİNE 20/11/2024 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.