Herkes yaşadığı yerde güvende olmayı hak eder.

“Savunmamız silahlarımızda, bilimde veya yeraltına inmekte değil.
Savunmamız kanun ve düzendedir”.
Albert Einstein

Hukukun üstünlüğünün egemen olduğu demokratik bir toplumda kolluğun temel amaçları toplumda kamu huzurunu ve düzeni sağlamak; bireyin temel hak ve özgürlüklerini korumak ve bunlara saygı göstermek; suçu önlemek ve onunla mücadele etmek, suçu tespit etmek ile halka yardım ve hizmet işlevleri sağlamaktır. Özetle, Devletin temel görevi kamu düzenini ve güvenliğini sağlamaktır. T.C. Anayasa’sında “kamu düzeni”ne 16 kez yer verilmiştir. “Kamu düzeni” kavramının içeriğini açıklayan belirli bir tanım bulunmamaktadır. Genel olarak, bireylerin toplum içinde bir arada yaşamaları için gerekli olan özgürlük, güvenlik ve huzura ilişkin hem yasal hem de fiziksel güvenceleri içerdiği anlaşılmaktadır. Korunabilir bir menfaat olarak kamu düzeni, kamu düzenine karşı işlenen suçların tutarlı ve rasyonel bir kapsamını belirlemek için önemli bir kriterdir. Bu, insanların sağduyulu ve rasyonel davranmasını ve başkalarına saygı göstermesini içermektedir.

Kolluk kuvvetleri, kanunları uygulamaktan, kamu düzenini sağlamaktan ve kamu güvenliğini yönetmekten sorumlu kurumları ve çalışanları tanımlar.1 Kolluk kuvvetlerinin temel görevleri arasında suç şüphesi olan kişilerin soruşturulması, yakalanması ve gözaltına alınması yer alır.

Bu süreçte suç, soruşturma, suçlunun yakalanması, yargılama ve infaz evrelerini içeren ceza adaleti mekanizmasında toplumsal negatiflere tanık olunan kolluk evresi ilk süzgeç olarak önem arz etmektedir. Kolluk bu evrede de-jure ve de-facto takdir yetkini kullanmaktadır.2 Bu takdirin nasıl kullanıldığını amirin her zaman kontrol etmesi olası değildir. Yalnız, bu takdirin bilinçli bir şekilde kullanılması gereği ve bununda zamanla geliştirilen bir yeti olduğuna kuşku duyulmamalıdır. Polis halkın gözü önünde çalıştığı zamanlarda bu takdirin kullanımı oldukça nazik bir niteliğe bürünmekte; en ufak bir hata medyatik büyüteç altına alınarak istismar edilme riskini taşımaktadır.3

Devriye polisi de trafik polisi gibi, zaman zaman oldukça elektrik yüklü olaylarla karşı karşıya gelmektedir: Nara atan bir sarhoş, gece yarısı şamata veya sürat yapan gençler, geceleyin yüksek sesli müzikle başkalarını rahatsız edenler, eksantrik kıyafetle sokağa çıkan lezbiyen veya travestiler, bardaki bir kavga, gecekondu yıkımına katılma, vefasız bir sevgiliye saldırı. Polisin müdahale hakkını yukarıdaki konumdaki kişiler genelde kabul etmekte iseler de kimin suçlu olduğu4 ve polisin kime müdahale etmesi gerektiği konusunda aynı fikri paylaşmamaktadırlar.

Kolluk görevlileri için tehlikenin belirsizliği ve tahmin edilemezliği önemli bir stres kaynağı oluşturmaktadır.5 Nitekim, büyük oranda strese bağlı hastalıklarından yakınan kolluk görevlisine tanık olunmakta; tükenmişlik duygusu da (burnout) metropol kentlerde gelişmektedir.

Devriye polisi genelde süratle hareket ederek ihtilafı çözümlemek; düzeni yeniden tesis etmek, sosyal tansiyonu düşürmek durumundadır. İhtilafı nasıl çözümlendiği taraflar kadar kendisi içinde önemlidir. Genelde, deneyimli görevlilerce bu olayların adilane çözümlerine "uygulama refleksi" sayesinde kolayca gidilebilmektedir. Kolluk görevlilerin davranışı şöyle bir tablo sergilemektedir:

Bu davranış tablosu karşısında, hiç kuşkusuz, şu sorular güncelliğini korumalıdır: İyi polisliğin nasıl olması gerektiğini biliyor muyuz? İyi polisliğin ne olduğu konusunda bir fikir birliği var mı ve gördüğümüzde anlayabilir miyiz? Ölçebilir miyiz? Nasıl bir şey?

Toplumu anlamak, polisliğin bir parçası olup, İyi polislik, empatiyle polislik yapmaktır; hesap verebilirlikle ilgilidir.6

Polisin yasaları uygulama (infaz) görevi yanında oldukça önemli olan suçları önleme görevi de vardır. İnfaz açısından, yakalama, tutuklama, meşhut suç halinde faili yakalama, trafik suçlusuna para cezası kesme verilebilecek bazı örneklerdir. Kamu düzeni, bu iki görevin ürünü ise de kuşkusuz, önleyici kolluk görevi, infaz görevinden daha fazlasını kapsamaktadır. Metropol kentlerdeki devriye polisi yasaların uygulanmasından çok düzen sağlama hizmetinde bulunmaktadır. Polis imdat 122'ye gelen telefonların niceliği yanında Cumhuriyet Savcılıklarından gelen talimat ve infaz evrakı minimaldir.

Devriye görevi ve olaylara müdahale beraberinde polisin can güvenliğini de gündeme getirmektedir. 1994-1997 yılları içinde İstanbul'da devriye görevi yapan polislere vaki saldırılar ve ölüm olayları; görevi yaptırmamak için direnme suçu (TCK Md. 265), 20/10/1994 tarihinde Samsun'da sarhoş üç gencin karakol camını kırarak ellerine geçirdikleri cam parçaları ile görevli polislere saldırısı ve bir polisin ölümü bu meslek riskini kanıtlamaktadır.7 Hız yapan bir sürücüyü takipte, polis kendi seçimiyle risk almakta; kaçan bir gaspçıyı takip eden görevli için ise şiddet gösterisi olağan olmakta ve silahlar çekildiğinde her an ateş edilmesi beklendiğinden, mesleki riskin boyutu açık olarak sergilenmektedir. Kavga edilen bir odaya girildiğinde veya kuşkulu bir şahsın sorgulama için durdurulması halindeki tehlike olasılığı ise, görevli polisi kuşkulu olduğu ölçüde dikkatli davranmaya yöneltmelidir. Çünkü, saldırgan için polis düşman konumundadır. Vatandaş ile polis arasındaki ilişkide düz bir çizgide seyretmeyip, vatandaşın tepki, itiraz ve/veya isyanını göstermesi halinde polisteki negatif yaklaşım yoğunlaştığından, her iki taraftan gelen olumsuz sinyaller hoş olmayan sonuçlar doğurabilmektedir. Bu noktada, zaman zaman, polisinde insan olduğu unutulmamalıdır.

Bu bağlamda, düzeni koruma işlevi, ihtilafı içeren bir durumda, ürkütücü ve belki de düşmanca bir çevrede oldukça önemli konulara (kamu ve özel ahlak, şeref ve şerefsizlik, yaşam ve ölüm) ilişkin olarak esaslı şekilde takdir kullanımını da içermektedir. Takdirin diğer kullanımları açısından takibi şikâyete bağlı suçlar (şahsi davalar) ile takibi şahsi şikâyete bağlı suçlar (şikayetname) söz konusu olmakta; polisçe yasal gereklerin yerine getirilmesi denetlenmekte ve bunlar mağdurun iş birliğini öngörmektedir. Bu bağlamda, polisin tarafları uzlaştırmaya götürücü barışçıl yaklaşımı ve bu bağlamda psikolojinin önemi yadsınamaz.

Ötekileştirme hastalığının salgın hale geldiği günümüzde amaç hoşgörü alanını genişletmek olmalı; demokrat birey ötekileştirme olgusundan uzaklaşmalıdır.

Diğer yandan, ahlak ve adaba aykırı davranışlarda aralarında farklılık olabilen karakollar müessir fiil suçlarında odak noktası olmaktadır. Müessir fiil suçlarında sıhhatli veya dövülmemiş kişinin nasıl göründüğünü bildiğimizden polisin bu fiil hakkındaki yargısı konusunda tartışma götürmez ise de ilgili suçta soruşturmanın etkinliği mağdurun işbirliğini gerektirmektedir. Yalnız, müessir fiil suçlarında mağdurlarının isteksizliği istisna değil kural olmakta; özellikle aile ortamında işlenen cebir şiddet suçlarının karanlıkta kalma yüzdesinin oldukça yüksek olduğu görülmektedir. Bu bağlamda, polis mağdur ilişkisinde, mağdurun bilgi ve kanıt kaynağı olduğu yadsınamazsa da bu ilişkinin tek yönlü olmak yerine karşılılık ilkesine dayatılması benimsenmeli ve bu doğrultuda gerekli tedbirler (mağduru gelişmelerden bilgilendirme örneği gibi) alınmalıdır. Kuşkusuz, mağdurlar ne her suçlunun kolluk tarafından yakalanacağını ve ne de savcılıkça açılan her kamu davasının mahkumiyetle sonuçlana- cağını beklememelidir.8

Sonuç olarak, polis, başkaları için ivedilik gösteren olaylara rutin bir tarzda müdahale etmektedir. Polis bir soygun sonrası olay mahalline geldiğinde veya bir kavgayı durdurduğunda mağdur ve zanlı ajite olmuş; korkulu ve hatta duygu taşkınlığı içinde bulunduklarından, bu sahneleri daha önce çokça gören polis mağdurun anlatımlarına güvenme hatasını işlememeli; sempati gösterisinde bulunup hemen onun tarafını tutmak yerine, serin kanlı, kuşkulu veya tarafsız görünmelidir. Uygulamada polisler mağdur gibi gözükenlerin artık ekseriya gerçek mağdur olmadığını öğrenmişlerdir-çalınan bir TV'nin hiç olmaması veya haciz korkusu ile saklanması; kavgayı gerçekte mağdurun başlatması ama bitirememesi örneklerinde olduğu gibi. Öte yandan, gerçek mağdur, kendi anlatımının polisçe hemen kabul görmemesi nedeniyle irrite olmaktadır. Ancak bu konumundaki kişilerin anlatımlarının abartılı olabilmesi göz ardı edilmemelidir: Verilen bilgiler doğru olmayabilir/insicamdan yoksun olabilir.

Hiç kuşkusuz, toplumu saran sosyal sorunlarla çevrili bulunan polis bu sorunlara sırtını çeviremeyeceğinden, bu sorunların öğrencisi olmak konumundadır. Polis sosyal sorunları öğrenmeli ve çözümleri için uğraş vermelidir. Polis hizmet ettiği kişiler kadar toplumun üyesi olarak daha müreffeh bir Türkiye'nin inşası için eşit sorumluluk taşımaktadır. Kendisinin günlük rutin işlerdeki zamanının büyük bir bölümü sosyal refah uğraşları için harcadığında, sosyal sorunlarda belirecek rahatlama sonucu onun görevi de rahatlayabilecek ve işte o zaman suçlulukla mücadele için gereken zaman ayrılabilecektir. Unutulmamalıdır ki, sosyal sorunların bugün öğrencisi olan kişi yarın çözümlerin tüketicisi olabilmektedir.

Yazarın gerçekleştirdiği “polis imdat” projesi-(055, sonra 155 olan Polis İmdat yazarın on yıl
ısrarla çalışarak S.A. Bedük’ün emniyet genel müdürlüğü sırasında (1986) gerçekleştirdiği bir
projedir. Şimdilerde 155, 156, 110, 177, 122 numaralarının yerine yalnızca 112'i aranmaktadır.

Kolluk ve Ceza Adalet Sistemi

Kolluğun rolü ile kovuşturma, yargı ve ıslah sistemi arasında net bir ayrım olmalıdır; kolluğun bu organlar üzerinde herhangi bir kontrol işlevi olmamalıdır. Kolluk, hâkimlerin bağımsızlığına ve tarafsızlığına kesinlikle saygı göstermelidir; özellikle kolluk, meşru kararlara veya yargı kararlarına itiraz etmemeli veya bunların infazını engellememelidir.

Kolluk, genel bir kural olarak, hiçbir yargı işlevine sahip değildir. Kolluğa herhangi bir yargı yetkisi devri sınırlı ve yasaya uygun olmalıdır. Kolluğun bireysel hakları etkileyen herhangi bir eylem, karar veya ihmali her zaman yargı makamları önünde itiraz edilebilir olmalıdır.

Kolluk, ceza adalet sürecinde savunma avukatlarının rolüne saygı göstermeli ve uygun olduğu durumlarda özellikle özgürlüğünden yoksun bırakılan kişiler açısından hukuki yardıma erişim hakkının etkili bir şekilde sağlanmasına yardımcı olmalıdır.9 Öte yandan toplumda kamu düzeni adına cezasızlık algısının giderilmesi gerekmektedir. Cezasızlık algısı “failin suçlanmasını, tutuklanmasını, yargılanmasını ve suçlu bulunursa gerekli cezalara çarptırılmasını ve mağdurların zararlarını tazmin etmelerini sağlayacak bir soruşturmaya tabi tutulmadıkları için cezai, hukuki, idari veya disiplinle ilgili süreçlerde hesap sorulamaması” şeklinde tanımlanmaktadır.10

Kolluğun Bağımsızlığı

Bu bağlamda polisin bağımsızlığı açısından Almanya örneği dikkat çekicidir. Bağımsız üst düzey görevlilerin başında yer alan polis yalnızca Federal Meclis ve Federal Hükümet tarafından denetlenir, ama onlardan hiçbirinin müdahale etme yetkisi yoktur.

Polis Psikolojisi

“Şeyleri yanlış adlandırmak, dünyanın acısını artırır.”
Albert Camus

Ülkede 174.273 polisin 39.608’i (% 22.7) son üç yılda suç işlerken, son on yılda iki haftada bir polis intihar etmiş; 1493 polis disiplin cezası alarak meslekten çıkarılmış; toplam 11.861 polis teşkilattan ayrılmıştır. Bu sonucu etkileyen etmenlerden en belirgin olanları yoğun iş stresi, çalışma saatlerinin uzunluğu ve geçim sıkıntısı oluşturmaktadır.11

Gerçekte polise ilişkin üç temel soru vardır: Polisin işinde stres yaratan nedir? Hangi görevliler strese daha çok yatkındır? Stresin kolluk görevlileri üzerindeki etkisi nedir? Şimdi bu soruları şu dört stres kaynağı açısından irdeleyelim: Dışsal, içsel, göreve ilişkin ve bireysel.

· Dışsal stres etmenleri olarak, suçlulara hafif ceza verilmesi, tutuklanmayarak serbest bırakılması gibi ceza adaleti sisteminin yarattığı hayal kırıklığı, halkın kolluk görevlilerine güvenmemesi, medyanın olumsuz tavır alması, kolluğun çalışmasına müdahale niteliğindeki yönetimsel ve siyasi kararlardan hoşnutsuzluğu içermektedir.

· İçsel stres etmenleri arasında, eğitim, malzeme, terfi sistemi, kariyer yapılanması, kırtasiyecilik, ücret tatminsizliğini içeren örgütsel nitelikli etmenlerdir.

· Göreve ilişkin etmenler, korku, tehlike, ciddi kazalar, çocuk istismarı, aile içi şiddet gibi stres içerikli olaylara tanık olmak, fazla çalışmak ve iş yükü yer almaktadır.

· Bireysel kaynaklı stresler ise, kişisel yetenek ile başarı ve güvenliğe ilişkindir. Stresin fizyolojik etkisi, baş ağrısı, hazım ve dolaşım sisteminde bozuklular ile kardiovasküler sorunlar bulunmaktadır. Kolluk görevlileri arasında boşanma ve intihar sayısının fazlaca olması da (çeşitli etmenler arasındaki payını saptamak zor ise de) stresle ilişkilendirilebilir.

Kuşkusuz, farklı rütbelerdeki görevliler, nicelik ve nitelik olarak stres yaşamada farklılık göstermekte, her birey benzer durumlara farklı tepki ve yanıt vermektedir. Küçük rütbeli görevliler şahıslarına karşı müessir fiil tehdidini içeren durumlar nedeniyle yoğun derecede stres yaşamaktadırlar. Yüksek rütbeli görevlilerdeki stres derecesi diğer meslek gruptakilerinin aynıdır-kırtasiyecilik, iş yükü ve karar alma görevlerin esaslı bir kısmıdır.

Genelde stres yönetimi programında stres kaynakları belirlenmesi ve baş edebilme için self-monitoring ve rahatlama gibi bazı stratejiler sunulmalıdır. Klinik ve mesleki psikolojinin sağladığı bu stratejiler yanında kolluk görevlilerince rutin şekilde başvurulan stratejiler de keşfedilmelidir. Burada önemli olan bu stratejilerin stresi azalttığını görevlilerin hissetmeleridir. Örgütsel nitelikli bu stratejik etmenlere aşağıdaki tabloda yer verilmiştir.

1. Durumların gerektirdikleri ile nasıl baş edilebileceği konusunda iyi bir eğitim verilmesi;

2. Amirlerince fazla destek verilmesi;

3. Kolluğa özgü usullere fazlaca aşına olmaları;

4. Kolluk–halk ilişkilerinin iyi olması;

5. Bürokratik işlemler/engellerin azaltılması.

Psikoloji insan davranışını anlama, tahmin edebilme ve olabildiğince değiştirme üzerine olduğundan, polisin görevi de halkla etkileşimi içerdiğinden birincinin ikinci için önemi yadsınamaz. Psikolojinin yapacağı katkı kolluk eğitimi ile koruyucu ve kollayıcı hizmetleri içermektedir. Bu konuda (A.P. Goldstein ve diğerleri, 1979) Polisin Krize Müdahalesi el kitabı psikoloji ve polis eğitim ilişkisinin nasıl işlev gördüğünün en gelişmiş örneğini sunmaktadır.

Psikologlar, kolluk görevlilerin eğitimine katılabilirler. Şöyle ki, eğitime bizzat veya yardımcı olarak veya öğrencilerle temasa geçmeksizin eğitim programlarını tasarlayarak olabilir. Ek olarak, psikolog, eğitmenlere eğitim yöntemleri ve ilkeleri hakkında tavsiye bulunabilir. Buna ilişkin M. Taylor’ca (1983) kolluğu da içermek üzere profesyonel uğraşlarda psikolojinin katkısı olabilecek şu tavsiyeler geliştirildi: Psikoloji, profesyonel uğraşın yer alacağı bir bağlam sunabilir; uygulamayı belirlemek ve geliştirmek üzere muhteva ile profesyonel uygulama ve teoriyi entegre etmek üzere vasıta sağlayabilir. Psikoloji ile kolluk görevlileri arasında etkileşim sağlanması için psikoloji açısından saptanan sorunların kollukça da sahiplenilmesi; planlama ve araştırma işleri de dahil psikologlar ile kolluk görevlileri arasında yakın çalışma arkadaşlığı oluşmalıdır. Aksi takdirde, psikoloğa kuşkuyla bakılması, tehdit öğesi olarak görülmesi, “polisin sorunlarını ancak polis çözebilir” anlayışının kristalleşmesi kaçınılmaz olacaktır. Bu olgunun en belirgin kanıtı 1980’lı yıllarda cezaevlerinde görev alan psikologların aradan 45 yıl geçmesine karşın sistemde etkileşim sağlayıcı bir kabul ve statüye kavuşamamasıdır.12

Polisle çalışacak psikologlar için ihtiyaç duyulan eğitim ne olmalıdır? Kuşkusuz, psikoloğun araştırma gücü, eğitim ve öğretim yeteneği ile klinik ve mesleki yeteneklere ihtiyacı olacaktır. Şimdilik polis psikolojisi ABD’ dekine benzer profesyonel bir kimliğe sahip değildir. Ne var ki, son zamanlarda polis psikolojisine duyulan ihtiyaç karşısında psikologlar için bir eğitim planlaması beklenilmelidir. Bu bağlamda, diğer alanlarda olduğu gibi kollukta görev alacak psikologlar için de etik mülahazalar göz ardı edilmemelidir.

İnsan Hakları Boyutu

Devletin temsilcileri tarafından işlenen ihlalleri önlemek veya cezalandırmak için önlemler alma görevi vardır. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi tarafından, Sözleşme'nin (AİHS) yalnızca Sözleşmeci Devletlerin üst düzey makamlarını, Sözleşme'nin temsil ettiği hak ve özgürlüklere saygı göstermeye mecbur etmediği ilkesine dayanarak, Devletlerin harekete geçmeleri için bir dizi yükümlülük belirlenmiştir. Bu ilkenin bir sonucu olarak, Devlet, bu hak ve özgürlükleri güvence altına almak için, alt düzeylerdeki herhangi bir ihlali önlemek veya düzeltmek zorundadır.13

Mahkeme, AİHS'nin 2. veya 3. maddesini ilgilendiren polise karşı şikayetlerin etkili bir şekilde soruşturulması için beş temel ilke geliştirmiştir:

1. Bağımsızlık-Soruşturmacılar ile şikâyet konusu memur arasında gerçek ve pratik bir bağımsızlığa eşdeğer kurumsal veya hiyerarşik bağlantıların olmaması;

2. Yeterlilik-Soruşturmanın şikâyet edilen polis davranışının hukuka aykırı olup olmadığını belirlemek ve sorumluları tespit edip cezalandırmak için delil toplayabilmesi;

3. Çabukluk-Soruşturma, hukukun üstünlüğüne olan güveni sürdürmek için derhal ve hızlı bir şekilde yürütülmelidir;

4. Kamu denetimi- Hesap verebilirliği sağlamak için usuller ve karar alma süreçleri açık ve şeffaf olmalıdır; ve

5. Mağdurun katılımı-Şikayetçi, meşru çıkarlarını korumak için şikâyet sürecine dahil edilmelidir.

Bu bağlamda kolluğun aşırı güç kullanımının nedenlerine ilişkin etkin, kapsamlı ve hızlı soruşturmalar yapılmasını sağlamak ve ilgili kişilerin hesap verebilirliğini sağlamak için kolluk kurumları içinde veya dışında bağımsız mekanizmalar kurmak ve özellikle tutuklamalar, toplantıların kolluk tarafından denetlenmesi ve kalabalık kontrol önlemleri sırasında maskeli polis memurlarının ayırt edici kimlik işaretleri takmalarını ve göstermelerini sağlamak öngörülmelidir.14

Kolluğun yükümlülükleri konusunda ilgili görevlilerin eğitimlerini gözden geçirmesi ve iyileştirmesi kaçınılmaz olmalı ve bu konuda idari sessizlik asla bir seçenek olmamalıdır. Protestolar sırasında izin verilen ekipman ve özellikle protestoların kolluk tarafından kontrolü sırasında ortaya çıkan herhangi bir sorun veya şiddet olayından sonra değerlendirme raporları hakkında kolluk eylemlerini düzenleyen kurallar ve düzenlemeler dahil olmak üzere temel bilgilerin proaktif bir şekilde açıklanması gerekli görülmektedir.15

Kolluğun Önleyici İşlevi

Suç önleme, suçları gerçekleşmeden önce durdurmak için alınan önlemleri ifade eder. Önleyici eylem, insanların güvenlik duygusunu korumada önemli bir rol oynamaktadır.

Önleyici eylemin önemli bir parçası, temel kolluk görevlerinin vatandaşlarla yakın temas halinde yetkin ve verimli bir şekilde yerine getirilmesini içeren toplum polisliğidir. Toplum polisliğinin amacı hem güvenliği hem de emniyet duygusunu sağlamak, suç ve karışıklıkları azaltmak ve önlemek ve böylece kolluğa olan yüksek düzeyde güveni korurken olumlu bir imaj oluşturmaktır.16

Kolluğun sosyal medyadaki faaliyetleri, polis varlığını destekler ve polise ulaşmayı kolaylaştırır. Polis, sosyal medya aracılığıyla çok sayıda insana ulaşabilir.

Yapısal Şiddet

Yapısal şiddet, insan gruplarını dışlayan veya marjinalleştiren ve bir tür zararı meşru olarak normalleştiren, şiddeti her yerde bulunan veya “kötü” aktörlerin bir sonucu haline getiren görünmez, yapılandırılmış sosyal düzenlemeler (yani kaynaklara, siyasi güce, eğitime, sağlık hizmetlerine farklı erişim) olarak tanımlanır (Armstead vd., 2019, s. 3).17 Bu şiddet türü, ekonomik ve hükümet sistemlerinin, bazı insan gruplarının dezavantaj, zarar veya dışlanma yaşamasına neden olacak şekilde işlemesidir.

Bu bağlamda ekonomik eşitlik, kaynakların ve varlıkların adil veya hakkaniyetli dağıtımının algılanmasıdır. Ekonomik eşitsizlik ve yoksulluk ise şiddetle ilişkilidir. Sosyolojik bir çalışma, toplum üyelerinin hükümetin gençler için istihdam fırsatları da dahil olmak üzere ekonomik fırsatları iyileştirmeye odaklanması gerektiği konusunda hemfikir olduğunu ve bunun güvenli toplumlara katkıda bulunacağını saptamıştır. Özetle, ekonomik eşitliği ilerletmek toplum güvenliğini oluşturmaktadır.

Topluluklarındaki şiddete neyin katkıda bulunduğu sorulduğunda, bir çalışma, kaynakların, paranın, gücün ve sistemik bir fırsat eksikliğinin eşitsiz dağıtımını belirlemiştir. Daha yüksek gelir eşitsizliği seviyeleri, ekonomik olarak dışlanmış olanlar arasında güvenli olmayan topluluklara katkıda bulunmaktadır.

Yoksulluk, güvenliğin azalması da dahil olmak üzere birçok olumsuz yaşam deneyimiyle bağlantılı olup, çalışmalar, yoksulluğun bir suçtan yakalanma riskini ve suç mağduru olma riskini artırabileceğini bulmuştur.

Bu bağlamda şu olası riske de dikkat çekek isterim: Suç olarak, hukuk ve adalet sistemi tarafından ele alınması gereken şey ile “güvensizlik algısı” yaratan şey arasındaki ayrım- sosyal politika tarafından ele alınması gereken şey- hem makro (teröre karşı savaş) hem de mikro (kamu düzeni) düzeylerde aşınmaktadır. Bu, ilk etapta devlet gücünün kontrolsüz kullanılmasının ve ikinci olarak da mutlaka yasadışı olmayan davranışların suç sayılmasının önünü açmaktadır. Bu bağlamda korku, toplumsal düzenin sürdürülmesi için kontrol edici bir mekanizma haline gelmekte ve herhangi bir uyumsuzluk unsuru bir tehdit olarak yorumlanmaktadır.

Hiç kuşkusuz, temel hak sınırlamalarını hukuk siyasetince tanımlanan gerekliliklere göre belirleme hem genel akılcılığın hem de anayasa hukuku orantılılık ilkesinin öngördüğü bir gerekliliktir. Yalnızca suçluluğun artmasının-genel olarak veya belirli alanlarda-bir neden olarak yetip yetmeyeceği, suçluluğun artmasının muhtemel nedenlerinin çok çeşitli olabileceği düşünüldüğünde, olumlu yanıt verilebilecek bir soru değildir. Örneğin suçluluk artışı nedenlerinden biri olarak polis olanaklarının azlığı ve sokak/caddelerde yeteri kadar görev yapmamaları olduğunda suç artışı bahane edilerek temel hakları kısıtlamak caiz değildir.

Kolluğu da18 içeren ceza adaleti sistemi bir tekel olduğundan halk ve mağdurlar başkaca birisi tarafından korunmayı seçemezler. Eğer hizmetleri geliştirmek, yenilemek ve iyi sonuçlar sağlamak istiyorsak, tüm çalışmalar kamuya ve görüşlerine açık olmalıdır. Halk doğru bilgi ile donatıldığı ve uygulamada sistemin nasıl çalıştığını gözleyebildiğinde ceza adaleti sisteminde insan hakları ontolojisini sorgulayabilecektir.

Kamu Düzeni Faturası

Kamu düzeni ve güvenliği açısından ölçümlenmesi yapılacak bir parametre de Türkiye'de işlenen suçların faturasıdır. Bu saptama, suçluluk faaliyetinin ülkedeki etki derecesini değerlendirmede önemlidir. İşte ceza adaleti sistemi/CAS (kolluk, savcılık, ceza mahkemeleri ile ceza infaz kurumları) harcamaları; alarm ve güvenlik sistemleri ile özel koruma; çalınan malların değeri; terör kurbanları yakınlarının maruz kaldığı yoksunluklar, şiddet suçları mağdurlarının tedavi harcaması; sönen hayatların ekonomik faturası; suç oranı yüksek semtlerin/bölgelerin boşaltılması, iş yerlerinin kapanması ve işçi çıkartılmasının tahmini faturası toplamının, milli savunma harcamalarından büyük olacağına kimsenin kuşkusu olmamalıdır. Bu saptama sayılan öğelere özgü her suç için saptanan ortalama değerin tahmin edilen suç sayısı ile çarpılması ile elde edilebilir. Bu bağlamda, suç olgusu bir numaralı ekonomik sorun olma istidadındır. İşte suçlulukla savaşımın neden olduğu giderlerin, suçun neden olduğu kayıplardan ne kadar fazla olması gerektiği şeklindeki soruları da sormak mantıki değil midir? Bu doğrultuda, suçluluğun neden olduğu giderler ne olursa olsun, yapılanların ne derece önemli olduğu; topluma ve bireylere verilen zararların ayni derece olmasına karşın olguların neden birbirinden ayrı tutulduğu; sonucu aynı olmasına karşın bir sorunun çözüm şeklinin bir diğerinden neden farklı olduğu soruları haklı olarak gündeme gelmektedir.

AB'de kamu düzeni ve güvenliğine yönelik genel hükümet harcamaları 2023 yılında GSYH'nın %1,7'si seviyesinde gerçekleşti. Avrupa topluluğu ile ülkelere ait toplam harcama tutarları aşağıdaki tabloda sergilenmiştir.

Ülkemizdeki kamu düzeni harcamalarına bakıldığında 2009 ve 2019 yılları arasında payını en fazla artıran harcama türü “kamu düzeni ve güvenlik hizmetleri” amacıyla yapılanlar olmuştur. Bu hizmetle- rin kamu harcamalarının kişi başı GSYİH’ye oranı ve değişimine aşağıda yer verilmiştir.19

2009 2019 Değişim

1,77 % 2,33% 31,9%

Genel Kamu Harcamalarının Dağılımı (Fonksiyonel, 2009-2019, %)

Kamu Düzeni ve Güvenlik Hizmetleri

2009 2010 2011 2012 2013 2014 2015 2016 2017 2018 2019 Ort. Std.

4,44 4,88 5,17 5,71 5,30 5,88 6,15 6,12 5,96 6,04 6,19 5,62 0,59

Genel Kamu Harcamalarının GSYİH İçindeki Payı (Fonksiyonel, 2009-2019, %)

Kamu Düzeni ve Güvenlik Hizmetleri

2009 2010 2011 2012 2013 2014 2015 2016 2017 2018 2019 Ort. Std.Sp

1,73 1,76 1,72 1,86 1,72 1,87 1,93 2,10 2,03 2,09 2,18 1,91 0,1

2009 yılında fonksiyonel sınıfa göre kişi başı en yüksek kamu harcaması “kamu düzeni ve güvenlik hizmetleri” sınıfı için yapılmıştır. 2019 yılında fonksiyonel sınıfa göre kişi başı en yüksek kamu harcaması 2009 yılı ile benzer şekilde “kamu düzeni ve güvenlik hizmetleri” sınıfı için yapılmıştır.

2009 ve 2019 Yıllarına Ait İl Düzeyi Kamu Harcamaları (Fonksiyonel, bin ₺)

Kamu Düzeni ve Güvenlik Hizmetleri

2009 . 2019 .

Merkez 81 İl Merkez 81 İl

1.447.898 14.792.396 8.077.831 73.396.544

Türkiye’de il düzeyi fonksiyonlarına göre kişi başı kamu harcamaları açısından en yüksek payın “eğitim hizmetleri” alanında olduğu görülmektedir. Eğitimi, “kamu düzeni ve güvenlik hizmetleri” ile “savunma hizmetleri” takip etmektedir. Aşağıda 2025 yılına ait Yangından Korunma Hizmetleri dışındaki Kamu Düzeni ve Güvenlik Harcaması kalemlerine yer verilmiştir.

2025 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu İcmal (₺)

Kamu Düzeni ve Güvenlik Harcamaları (Toplamdaki payı %1,3

Adalet Bakanlığı

280.275.802.000

İç İşleri Bakanlığı

96.401.694.000

Emniyet Genel Müdürlüğü

416.426.543.000

Jandarma Genel Komutanlığı

261.262.624.000

Sahil Güvenlik Komutanlığı

16.766.308.000

Toplam

1.071.342.971,000

Merkezi Yönetim Bütçesi Toplamı

14.731.014.332.000

Sonuç

Bireylerin kolektif güvenliğini tehdit edebilecek kamu düzeni bozulmalarını önlemek hükümetin görevidir. Hükümet, meşru yollarla hukuk ve düzeni sağlama veya yeniden tesis etme görevine sahiptir. Bu "meşru yollara" saygı gösterme yükümlülüğü, huzursuzluk veya çatışma durumlarında kamu düzenini yeniden sağlama çabaları sırasında bile, Anayasa ve Devletin uluslararası insan hakları belgeleri kapsamında bireylerin sahip olduğu temel güvenceleri koruması gerektiği gerçeğini ifade eder.

Kamu düzeninin sağlanması hem bireysel vatandaşların hem de toplumun bir bütün olarak güvenlik duygusu üzerinde olumlu bir etkiye sahiptir. Her koşulda, hatta kamu düzeninin koruması için önlemler alırken de hükümetler her zaman belirli temel insan haklarına saygı göstermeli ve orantılılık ilkesi egemen olmalıdır.

Kamu düzeni, kolluk, savcılıklar, adliyeler ve cezaevlerinin sorumluluğundadır; bunların hepsi ceza adaleti sistemini oluşturmaktadır. Bu sistemin zincirleme bir yapıya sahip olduğu ve tüm unsurların birlikte çalışması gerektiği unutulmamalıdır.20 Ceza adaleti sistemindeki aktörlere ilişkin meslek etiğinin amacı ise halkın aktörlerin demokratik ve yasalara bağlı kanaatlerinden asla kuşku duymayacakları bir ortam yaratmaktır.21

Geleneksel bakış açısından kolluğun somut bir tehlikenin olduğu durumlarda yetkili olduğu bilinmekte ise de tehlikenin doğmasını önleyecek tedbirleri almanın daha önemli olduğu bilinci kültürümüzde yer etmeli;19 kamu düzeni için cezasızlık algısının giderilmesi gerekmektedir. Öte yandan, kamu düzeni adına ceza adaleti sisteminin olumsuz kullanımlarının neler olduğu da değerlendirmelidir.22 Kamu düzeni sorunları, toplumlarda düzenin nasıl sağlandığının incelenmesi kadar hangi durumlarda ve nasıl tehdit altında olabileceği veya bozulabileceğinin ele alınması olarak da algılanmalıdır. Bu bağlamda eylemleri şekillendiren ve kamu düzenini koruyan inançlar sistemi üzerinde önemle durulmalı; bir toplumu bir arada ve düzenli yaşamaya özendiren “çıkarlar” zayıfladıkça, o toplumu kurallar aracılığı ile yönetmenin o kadar güçleşeceği göz önüne alınmalıdır.23

Polisin yaptığı bir uygulamanın, yargının verdiği bir kararın değerlendirmesini yaparken kullanılabilecek basit bir ölçü var. Yasalardan, soyut adalet tanımlarından, içtihatlardan bağımsız, çok basit bir ölçü…"Ya benim başıma gelseydi…", "Ya bana aynısı yapılsaydı…"

Kesin olmak yerine meraklı kalmaya davet ediyorum.

Prof. Dr. Mustafa Tören Yücel

--------------

1 Kamu düzeni, kamu düzenine karşı işlenen suçların tutarlı ve rasyonel bir kapsamını belirlemek için önemli bir ölçüttür. Ségolène Barbou des Places. Public Order and Public Security in EU Law, edited Introduction: Public order and public security in EU law. Time for Reappraisal, European Papers www.europeanpapers.eu ISSN 2499-8249 Vol. 9, 2024, No 3, pp. 1316-1328.

2 1997 yılı verilerine göre, Güvenlik Birimlerine getirilen çocuklardan % 3.4’ünün adli mercilere sevk edilmediği; Cumhuriyet Savcılıklarınca verilen takipsizlik karar oranının % 44.2; çocuk mahkemelerindeki beraatın % 21.8, ertelemenin ise % 29.8 olduğu göz önüne alınarak “adli tevbih” uygulamasının şimdilik çocuklara özgü olmak üzere kolluk evresinde geçerli hale getirilmesi için yasal düzenleme yapılmalıdır. Nitekim, İngiltere ve Galler'de; kanıtın ithamı destekler nitelikte kuvvetli olması, zanlının suç işlediğini kabul etmesi ve ihtara (17 yaşın altında ise ebeveynin) rıza göstermesi halinde polisçe "ihtar" yapılmaktadır. 1993 yılında ihtar uygulanan zanlı sayısı 200.000'i bulmuştur. Bkz. İngiliz Polis ve Cezai Kanıt Kanunu 1984.

Polis ihtarının lehindeki görüşler şöyledir:

· Özellikle metropol kentlerdeki kolluk fazlaca iş yükünü azaltması;

· Savcılık ve ceza mahkemelerinin zamanlarını daha önemli davalara ayırması;

· Kollukça gözlem altına alınma/kamu davasının olası potansiyel zararlarını gidermesi;

· Yargılama/mahkumiyetin yaratacağı etiketlenmeyi önlemesidir.

Aleyhindeki görüşler ise, kollukça takdirin kullanılmasında tutarsızlıklar/eksiklikler yanında adil yargılanma hakkının ihlali niteliğine bürünmesine ilişkin olup; tutarsızlığın “bölgesel adalet” oluşturması riskine de değinilmektedir. Bu riske 2003 yılı yargı yılı açış konuşmasında Yargıtay Başkanı tarafından istinaf mahkemeleri projesi nedeniyle değinilmiştir.

3 Koku alma duygusu ile insanın duygu ve davranışları etkilenmektedir. İnsanın yemeklere ait tadı % 70 koku alma ve % 30’u tat alma duygusu ile edinmektedir. Koku alma insanlar için önemli olduğu kadar hayvanlar içinde önemlidir. Kutup ayılarından dişilerinin saldığı koku 50 mil öteden hissedilmekte; erkek ayılar kokuyu takip ederek onları bulabilmektedirler. Öte yandan, koku salmanın bir işlevi de korkuyu hemcinslerine iletmek için yapıldığı görülmektedir. Saldırıya uğrayan bir geyik saldığı koku ile sürüye iletmekte ve kurtulmaları sağlanmaktadır. Bu sonucu toplantı ve gösterilerde vuku bulan anarşik ortamı düzene sokmak üzere insanların dayanamayacağı bir koku salmak suretiyle dağılmalarını sağlama yoluna gidilebilir. Şimdi kullanılan biber gazı yerine çöp/ayak/ kokmuş et/balık kokusu ile insanların kokudan uzaklaşmak üzere dağılmaları yöntemi daha pratik ve sonuç alıcı gelmektedir.

4 Bkz. Mustafa T. Yücel. https://hukukihaber.net/Suçlunun-Kimliğini-Belirleme-Yöntemi

5 Fareler üzerine yapılan bir çalışma, tahmin edilemeyen olayların stresi nasıl etkilediğini sergilemektedir: Birinci gruptaki farelere şoklar bir ikaz zili sonrası; ikinci gruptakilere yalnızca şoklar verilirken, üçüncü gruptaki farelere de yalnızca zil sesi duyurulmaktadır. Birkaç haftalık deneyim sonrası tahmin edilmeyen şoklara maruz olan fareler de ciddi mide ülseri oluşurken, şokları tahmin edilenler de ise ülser hiç veya çok az saptandı. Şoklardan uzak şanslı grupta ise ülsere tanık olunmadı. J.M. Weiss “Psychological factors in stress and disease” Scientific American, 26,1972, pp.104-113.

6 Dünyadaki her kolluk örgütünde yolsuzluk/ rüşvet bir sorun olarak belirmekte; özellikle maaşların az, organize suçluluğun (uyuşturucu kaçakçılığı/kumarın) fazla, denetimlerin yetersiz olduğu ülkelerde yolsuzluk olgusunda artışa tanık olunmaktadır. Yolsuzluğun bir kere tadı alan bir görevli onun tutkunu olmakta; yolsuzluk alışkanlık haline gelmektedir. Pazardaki dinamikler ekonomiyi sürüklediği gibi yolsuzluğu da etkilemektedir. Görevlinin davranışı durumun risk-yarar oranlamasına belli ölçüde dayalı olacaktır. En namuslu görevliler bile zaman zaman yüksek meblağlar karşısında tahrik olmaktadır. Bu bağlamda 1998 yılında İstanbul Emniyet Müdürlüğünce oluşturulan “müdüriyetteki yöneticileri izleme birimi” kollukta yolsuzlukla savaş stratejisinde yer alabilecek tedbirlerden yalnızca biri olabilir. Yolsuzluk türü davranış hareketli bir şerit (contınuum) üzerinde yer almaktadır. Bazı davranışların (örneğin hırsızlık, rüşvet) yolsuzluk türü olduğunda kuşku yok ise de hediye kabulü gibi davranışlar üzerinde görüş birliği yoktur. Yolsuzluğa karşı siyaset ve kontrollerin oluşturulması için ilk önce bu geniş davranış yelpazesinde hangilerinin kabul edilebilir ve hangilerinin hukuka, kültüre ve toplum beklentileri ile yönetim felsefesine dayalı olmadığı belirlenmelidir. Bu parametreler tanımlandığında, yolsuzluk türü bağlamında yer alacak yasaklanmış davranışlar açıkça belirtilebilir. Ayrıca bkz. Jonny Byrne ve William Priestley R e p o r t On Police Oversight in the Council of Europe Countries. (September 2015) Updated February 2017 by William Priestley Council of Europe Publishing.

Görevlilerin yolsuzluğu üzerine yapılan araştırmalara göre, belirgin davranışlar disipline aykırı tutumlara işaret etmektedir. Görevlinin mali imkanları ötesindeki satın almalar, görevlinin sosyal davranışındaki değişim ve muhbirlerin ifadesine göre görevlinin “maaşa bağlanmış” /uyuşturucu işine karışmış olması bu belirleyicilerin somut gösterileridir. Bu türden bilgilere dayalı olarak İç İşleri Bakanlığı “Erken Uyarı Sistemi” geliştirerek oldukça hassas görevlerde bulunanlara ait belirleyiciler izlenebilir. Bu şekilde yolsuzluk geniş boyutlara ulaşmadan giderilebilir. Bu “sistem” uyarma görevi ötesinde önleyici işleve de hizmet edebilir. Bkz. H. Goldstein. Police Corruption: A Perspective on its Nature and Control. Washington, DC. Police Foundation, 1975. Ege Cansen. “Adab-ı Muaşeret” Sözcü (6/08/2023) Polis ancak toplumun çoğunluğu “edepli”, yalnızca küçük bit kısmı edepsiz davranıyorsa yeterince başarılı olur.

7 Tolga Şardan. “Polis Şeyda’yı şehit eden suç makinesi, polisin elinden nasıl kaçtı?” T 24 (27/09/2024)

8 Suç türüne göre, mağdurlarca rapor edilen mağduriyetler %20 (cinsel tecavüz), %88 (meskenden hırsızlık) ve % 91.4 (çalınan araba için) arasındadır (Uluslar arası Suç Anketi, 1992). Kolluk-mağdur ilişkisi için Bkz. Home Office. Keeping in Touch: Police-Victim Communication in Two Areas (Research Study 116) London, 1990, p.38.1992 ve 1994 yıllarında yapılan İngiliz Suç Anketi'nde on mağdurdan dokuzu polisin çok veya oldukça kibar olduğunu ifade etmiştir. Ayrıca bkz. A. Brauneisen. “Alman Ceza Muhakemesi Hukukunda Savcılık ve Polis Arasındaki İlişkiler” Ceza Muhakemesi Hukukunda Güncel Konular (N.Centel ed.) XII Levha, 2015, s.52: “Savcılığın güç sınırlama işlevinin uzun sürede yalnızca yasal düzenlemelerdeki tasarımla sağlanamaz. Bu her şeyden önce savcıların yeterliliğine ve etkileme yetisine de bağlıdır. Soruşturmayı yürütme yetkisinin fiili olarak polis lehine kaybını engellemek için savcılar sürekli bir kalite artışı ile modern soruşturma yöntemlerini kullanabilecek duruma getirilmelidir.”

9 European code of police ethics- International Police Standards. The European Code of Police Ethics, Council of Europe, Committee of Ministers: Recommendation Rec(2001)10 of the Committee of Ministers to member states on the European Code of Police Ethics (Adopted by the Committee of Ministers on 19 September 2001 at the 765th meeting of the Minister’s Deputies). Polis yolsuzluğu için bk. Avrupa Konseyi Demokratik Toplumda Polis Yetki ve Sorumlulukları (Ter.Z. Yıldız) Emniyet Genel Müdürlüğü Yayın no.424, Ank., 2007, s.68; E-H.Ahlf. Polis Yönetiminde Etik (Ter. M.Öztürk) Emniyet Genel Müdürlüğü Yayın no.422, Ank., 2007. Council of Europe. Recommendation Rec(2001)1 0 or the Committee of Ministers to member states on the European Code of Police Ethics. Yolsuzluk için ayrıca bkz. Commission Staff Working Document Turkey 2019 Report, Brussels, 25/05/2019, ss.25-26: Türkiye’nin bir türlü yapmadığı ev ödevleri şöyle sıralanmış:

· BM Yolsuzlukla Mücadele Sözleşmesi ve Avrupa Konseyi Sözleşmeleri de dahil olmak üzere yolsuzlukla mücadeleyle ilgili uluslararası yükümlülüklerini etkin bir şekilde uygulamak;

· Üst düzey yolsuzlukla ilgili başarılı kovuşturmaların ve mahkumiyetlerin kaydını tutmak; ve

· Güvenilir ve gerçekçi bir eylem planıyla desteklenen yolsuzlukla mücadele stratejisini kabul etmek ve bu konuda net siyasi bir irade sergilemek.

Polis Yönetiminde Etik (Ter. M.Öztürk) Emniyet Genel Müdürlüğü Yayın no.422, Ank., 2007. İngiltere İçişleri Bakanlığı. Polis Performans Yönetimi (Çev.O.Çerçi), Emniyet Genel Müdürlüğü, 2006.

10 Diane Orentlicher. İnsan Haklarının Geliştirilmesi ve Korunması-Cezasızlıkla Mücadele İlkeleri Setini güncelleyen bağımsız uzmanın raporu- Birleşmiş Milletler Genel Sekreterliği, E/CN.4/2005/102/ Add.1-8 Şubat 2005. Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Komisyonu.

11 Bkz. “Poliste alarm” Sabah (30/07/2004) s.1; A. Arman. “Gezi Parkı direnişinde görevli bir grup polisin anlatımı” Hürriyet Pazar (14/07/2013) ss.8-9. EGM yapmış olduğu basın açıklamasında 2017 yılında intihar edenlerin oranını yüz binde 20 olarak belirtmiştir. Toplam personel sayısının o yıllarda 300 bin civarında olduğu düşünülürse, tahmini olarak 60 kişinin intihar ettiği anlaşılır. 2020 yılında ise bu oranın yüz binde 11 olduğu açıklanmış ve ortalama 350 bin personelin çalıştığı 2020 yılında intihar edenlerin sayısının 35 civarında ve 2024 yılında 67 emniyet personeli intihar ettiği anlaşılmıştır. Tolga Şardan. “Polisin hayati sorunlarına karşılık emniyetten ‘aspirin’ tedavisi: En vahim günde çıkan genelge tepki yarattı” T 24 (18/07/2025).

12 Aşağıda yer alan haber ceza adaleti sistemi hakkında psikolojiden yoksun adalet sorununa vurgu yapmaktadır. Birincisi, tecavüz mağduru 15 yaşındaki Z.C’nin kendisine tecavüz edenleri serbest bırakan mahkeme heyetine yazdığı mektup;

Hâkim amca…

Ben yaşadıklarımı utandığım için bir de polisler ve inanmıyor gibi davrandığınız, alay ettiğiniz için anlatamıyorum. Her erkeğin bana tecavüz edeceğini sanıyor, korkuyorum. Hâkimsin bir daha bana bağırma. Beni azarlamayın. 15 yaşında 38 kilo bir kızım. Benim gücüm bir adama yetmez ki karşı koyup onu yeneyim. Polisler de siz de beni suçladınız. ‘Neden karşı koymadın’ diye. Bu adamın benim üç katı kilosu ve gücü var. Bir erkekle benim gücümü nasıl bir tutuyorsunuz. Canlı cenaze gibiyim. Tek düşüncem bir an önce ölmekti. İntihar edecektim, beceremedim. Bu son ifademdir. Bana inanmayan dalga geçer gibi davranan aşağılayan mahkemenize gelmeyeceğim. Sizi adalet ve vicdanınızla baş başa bırakıyorum.” Bkz. K.Atkaya. “Z.C. artık kasaba hukukuna emanet!” Hürriyet (19/03/2015) s.9; Sabah (29/09/207) s.3; M.T.Yücel. Adalet Psikolojisi, 2024. Ayrıca bkz. Barış Terkoğlu. “Ey mahpus Türk gençliği!” Cumhuriyet 29/05/2025.

13 Bkz. Jonny Byrne and William Priestley. Report On Police Oversight in the Council of Europe Countries February 2017, Council of Europe Publishing. Taha Akyol. Cumhurbaşkanı, polis gücüne ve soruşturma aşamasında savcıya ve sulh hâkimine emir verebilir!

14 Committee on Legal Affairs and Human Rights Fighting and preventing excessive and unjustified use of force by law enforcement officers Report (4 April 2022). GSÜ öğrencileri polis şiddetini raporlaştırdı: "Hiç kimse yargıdan bağışık değildir". Deniz Zeyrek. “O taciz hepimizeydi!” Nefes (11 Nisan 2025): Genç bir kadın öğrencinin, mahkeme dosyasına girdiği için artık alenileşmiş şu ifadesi “Saçımdan çekildim. Yerde sürüklendim. Kelepçe takmaya götürürken ‘korkma seni dövmeyeceğim’ dedi. Ambulansın arkasına götürdü. Sakallı, bıyıklı, renkli gözlü ve uzun boylu 1,85-1,90 boyunda olan erkek polis, ‘senin göğüslerin mi var’ dedi ve göğüslerime dokundu. O esnada altıma kaçırmışım.” Ayrıca bkz. Police law-Policing the police YouTube

15 The Transparency of the Policing of Protests-Using the right of access to information to assess the transparency of police activities during protests- Access Info Europe. Ayrıca bkz. Mustafa T. Yücel https://hukukihaber.net/Ceza-Adaleti-Sisteminde-İnsan-Hakları

16 Bu modelde, iyi derecede polis-halk ilişkileri bir amaç olmak yerine kendiliğinden oluşan bir ürün olmaktadır. Bu ihtiyacın en belirgin kanıtı İstanbul Ümraniye’ye bağlı Ferhatpaşa mahal-lesi sakinlerinin, iki kız kardeşin evlerine giren hırsızlar tarafından tecavüze uğramasını protesto etmek amacıyla TEM Otoyolunu üç saat trafiğe kapatarak semtlerinde karakol kurulmasını istemeleridir (“Can güvenliği için yol kestiler” Sabah 17/6/1996 s.8). “Suçların ancak % 3-5’i kolluğun kendi icraatı sonucunda öğrenilmesine karşılık % 95-97’ si vatandaşlar tarafından bildirilmektedir. Kolluk güvenlik konusunda ne derece fazla partner olarak görülürse, vatandaşın kolluğa güveni de o ölçüde yükselmekte; kolluğun bilgi kaynakları da artmaktadır.” Bkz. Suç Politikası (Der. Y. Ünver) s.96: Emniyet Genel Müdürlüğü, Asayiş Dairesi Başkanlığı. Toplum Destekli Polislik Ank., 2007. Hem yeni teknolojilerde hem de halkını izlemede başı çeken ülke Çin. Her vatandaşın bir “sosyal kredi” puanı var. Krediniz yüksekse, öncelikleriniz oluyor. Düşükse yasaklarınız, cezalarınız.

17 T.L. Armstead, N.Wilkins, ve M. Nation, Structural and social determinants of inequities in violence risk: A review of indicators. Journal of Community Psychology. 2019, https://doi.org/10.1002/jcop.22232

18 Police law-Policing the police YouTube

19 Z. Feryal Allahverdi, Metin Allahverdi, Savaş Çevik. Türkiye’de Kamu Harcamalarının İl Düzeyinde Dağılımının Çok Boyutlu Ölçekleme ve Kümeleme Analizi ile İncelenmesi, Maliye Dergisi, Ocak-Haziran 2021; 180, ss. 31-60

20 Peter Joyce and Neil Wain. Palgrave Dictionary of Public Order Policing, Protest and Political Violence, Palgrave, 2014. Andrea Monti and Raymond Wacks. National Security in the New World Order, Government and the Technology of Information, Routledge, 2022.

21 Ayrıca bkz. Ernst-Heinrich Ahlf. Polis Yönetiminde Etik (Çev. M.Öztürk), Ank., 2007.

19 Bkz. Thomas Würtenberger. “Tehlike Kavramı ve Alman Uygulaması Ekseninde Kolluk Hukuku” (Çev. F. Yenisey), Ank., 2008. Police law-Policing the police YouTube Bernd Bürger. Public Order Policing: From Theory to Practice,Springer International Publishing, 2023.

22 Bkz. Magnus Hörnqvist. Risk Assessments and Public Order Disturbances: New European Guidelines for the Use of Force? Department of Criminology, Stockholm University, Sweden DOI:10.1177/0306396804045513 Ulvi Saran. “Aşırı cezaevi doluluğu, hangi gerçeklerin aynası? Af çözüm mü?” Karar (25/07/2025).

23 Bkz. Mustafa T. “Yücel. Ceza ve Siyaset (Penality)” CEZA SOSYOLOJİSİ Kavram, Teori ve Uygulamada Ceza (ed.A. Çalışkan), Seçkin, 2023.