İnsanların topluca bulunduğu alanlarda ve metro gibi toplu ulaşım tesislerinde özel güvenlik görevlileri sıkça görev yapmaktadır. Uygulamada, bu görevlilerin zaman zaman kişilerin kimlik bilgilerini talep ettikleri ve özellikle metro gibi toplu ulaşım alanlarında kimliklerinin yanı sıra ulaşım kartlarını (örneğin İstanbulkart) göstermelerini istedikleri görülmektedir. Ancak bu tür uygulamaların hukuki dayanağı, 5188 sayılı Özel Güvenlik Hizmetlerine Dair Kanun ile 6698 sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu (KVKK) çerçevesinde değerlendirilmelidir.
KİMLİK SORMA YETKİSİNİN KAPSAMI
5188 sayılı Kanun’un 7. maddesi, özel güvenlik görevlilerinin yetkilerini sınırlı ve tahdidi şekilde düzenlemiştir. Buna göre; görev alanına girmek isteyenleri duyarlı kapıdan geçirme, üstlerini dedektörle arama, eşyalarını X-ray cihazından geçirme ve belirli etkinliklerde (konser, toplantı, spor müsabakası, sahne gösterileri, cenaze, düğün) kimlik sorma yetkisi tanınmıştır. Ayrıca havaalanı, liman, gar, istasyon ve terminal gibi toplu ulaşım tesislerinde görev yapan özel güvenlik görevlilerine de kimlik sorma yetkisi verilmiştir. Dolayısıyla metro veya diğer toplu ulaşım tesislerinde güvenlik görevlilerinin kimlik talebi kanuni dayanağa sahiptir.
ULAŞIM KARTINI KONTROL ETME YETKİSİ
Uygulamada metro güvenlik görevlilerinin kimlik yanında ulaşım kartını da görmek istedikleri sıkça görülmektedir. Bu uygulama, yolcunun gerçekten ilgili tesisi kullanma hakkına sahip olup olmadığının kontrolüne yöneliktir. Ancak 5188 sayılı Kanun’da ulaşım kartı ibrazına ilişkin herhangi bir hüküm bulunmamaktadır. Dolayısıyla bu uygulamanın doğrudan bir kanuni dayanağı mevcut değildir.
Ulaşım kartı üzerinde yer alan seri numarası, kart sahibiyle ilişkilendirildiğinde kişisel veri niteliği kazanabilmektedir. Bu sebeple, güvenlik görevlilerinin ulaşım kartını yalnızca “görme” yetkisi bulunduğu kabul edilebilir; karttaki bilgilerin kaydedilmesi ise KVKK hükümleri çerçevesinde açık rıza veya kanuni bir düzenleme olmadıkça hukuka aykırıdır.
KİŞİSEL VERİLERİN KORUNMASI BOYUTU
Ad-soyad, T.C. kimlik numarası, ulaşım kartı bilgileri ve güvenlik kameraları aracılığıyla elde edilen görüntüler KVKK kapsamında kişisel veri niteliğindedir. Bu verilerin kaydedilmesi, ancak kanunda öngörülen işleme şartlarına uygun olduğu takdirde mümkündür. KVKK uyarınca kural, ilgili kişinin açık rızasının alınmasıdır. Hayatın veya beden bütünlüğünün korunması gibi istisnai hallerde ise açık rıza aranmaksızın veri işlenebilir.
5188 sayılı Kanun yalnızca kimlik sorma yetkisini düzenlemekte olup, elde edilen bilgilerin kaydedilebileceğine veya ulaşım kartı bilgilerinin toplanabileceğine dair bir hüküm içermemektedir. Bu nedenle T.C. kimlik numarası veya ulaşım kartı bilgilerinin yazılması ve imza alınması işlemleri, ancak KVKK hükümleri çerçevesinde açık rıza veya kanuni bir dayanak bulunması halinde hukuka uygun kabul edilebilir.
ÖZEL GÜVENLİK GÖREVLİLERİNİN HUKUKİ STATÜSÜ
5188 sayılı Kanun’un 23. maddesi uyarınca özel güvenlik görevlileri, görevleriyle bağlantılı olarak işledikleri suçlardan dolayı kamu görevlisi gibi cezalandırılmakta; onlara karşı görevleri sebebiyle işlenen suçlarda ise kamu görevlisine karşı suç hükümleri uygulanmaktadır. Bu durum, onların yetkilerini genişletmemekte, ancak hukuki sorumluluklarının ağırlığını ortaya koymaktadır.
Sonuç olarak; güvenlik amacıyla yapılan denetimler ile kişisel verilerin korunması arasındaki hassas dengenin gözetilmesi gerekmektedir. Özel güvenlik görevlileri, kanunla belirlenen sınırlar içinde hareket etmekle yükümlü olup, aksi durumda hem hukuki hem de cezai sorumluluk doğabilecektir.
Av. Ömer AKSAKAL






