I- Genel Olarak

Bu yazımızda, klasik akademik kalıplara sıkı sıkıya bağlı kalmaksızın, doğrudan sorunun özüne odaklanmayı tercih ediyoruz. Zira, son günlerde İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından başlatılan ve devam ettirilen uyuşturucu operasyonlarıyla ortaya çıkan vahim duruma bakıldığında, uyuşturcu sorununun artık toplumun ruh ve akıl sağlığını tehdit eder bir duruma geldiği açıkça görülmektedir. Ortaya saçılan bu durumun aysbergin görünen yüzü olduğu da hesaba katıldığında geç bile kalındığını söyleyebiliriz.

II- Konuya İlişkin Yasal Düzenleme

1) Uyuşturucu veya Uyarıcı Madde Kullanma / Bulundurma (TCK m. 191)

Kişinin kendi kullanımı için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın alması, kabul etmesi, bulundurma ya da kullanma suçunun cezası 2 yıldan 5 yıla kadar hapis cezasıdır.

İlk defa işlenmişse ceza verilmez, denetimli serbestlik ve tedavi uygulanır. Bu hâlde cezasızlık, suçun ortadan kalkmasından değil, kovuşturmanın ertelenmesi ve tedbir uygulanmasından kaynaklanmaktadır.

Denetim süresine uyulmazsa kamu davası açılır. Tekrarında doğrudan mahkûmiyet gündeme gelir.

2) Uyuşturucu veya Uyarıcı Madde İmal ve Ticareti (TCK m.188)

Üretme (imal); Satma, satışa arz etme ; Sevk etme, nakletme; Depolama ; Başkasına verme

Fillerinin cezası 10 yıldan 20 yıla kadar hapis ve 20.000 güne kadar adli para cezası olarak düzenlenmiştir.

Ayrıca :

Okul, yurt, hastane vb. yerlere yakın işlenmesi ; Çocuklara verilmesi ; Örgüt faaliyeti kapsamında işlenmesi cezayı arttırıcı ağırlaştırılma halleri olarak düzenlenmiştir.

3) Uyuşturucu Madde Kullanılmasını Kolaylaştırma (TCK m.190)

Yer, ekipman sağlamak ; Kullanma yöntemleri öğretmek ; Kullanımı özendirmek fiillerinin cezası ise 5 yıldan 10 yıla kadar hapis ve 1.000 – 10.000 gün adli para cezası olarak belirlenmiştir.

4) Uyuşturucu veya Uyarıcı Madde İthal / İhraç (TCK m.188/4)

Cezası en ağır olan fiil ise uyuşturucu maddenin ithal ve/veya ihraç fiillerinin cezası ise 20 yıldan 30 yıla kadar hapis ve 20.000 – 30.000 gün adli para cezası olarak öngörülmüştür.

III- Düzenleme ve Uygulamanın Eleştirisi

Türk Ceza Kanununun konuya ilişkin hükümlerini ve yargı uygulamasını birlikte ele aldığımız da aşağıda belirtilen soruların cevabından sonra yazı başlığındaki 'normatif tutarsızlık' hususuna değineceğiz. Hangi miktar kullanım sayılır? Hangi miktar Ticaret sayılır?

Türkiye’de “kullanım miktarı” için kanunda yazılı net bir gram sınırı yoktur. Bu çok önemlidir. Ancak Yargıtay ve yerel mahkemeler uygulaması, madde türüne göre yaklaşık eşikler oluşturmuştur. Ancak çoğu zaman tek başına bu eşikler esas alınmayıp ilaveten miktar, paketleme şekli, hassas terazi/poşet, sosyal medya mesaj ve yazışmaları ve kişisel kullanım beyanının hayatın olağan akışıyla uyumlu olup olmadığı gibi hususlar da ilaveten dikkate alınır. Ancak her halükarda en önemli ve kritik gösterge olarak miktar kabul edilmektedir.

Buna göre, bazı uyuşturucu/uyarıcı madde türlerine ilişkin kabul gören miktar ölçüler gösterilmiştir. Ancak bu ölçüler normatif sınırlar olmayıp, soruşturma ve kovuşturma pratiğinde fiilen esas alınan yaklaşık eşiklerdir.

Esrar : 0 – 20 gram kullanım ; 20 – 50 gram sınır alan olup dosya içeriğine de bakılır. 50 gram çoğu dosyada ticaret olarak kabul edilir.

Yargıtay özellikle 10–15 gramdan az olan miktarı çok net olarak kullanım kabul eder.

Eroin : 0 – 1 gram kullanım ; 1 – 3 gram sınır alan olup dosya içeriğine de bakılır. 3 gram üzeri ise ticaret olarak kabul edilir.

Kokain : 0 – 1 gram kullanım ; 1 – 2 gram sınır alan olup dosya içeriğine de bakılır. 2 gram üzeri ticaret.

Metamfetamin (Kristal) : 0 – 1 gram kullanım ; 1 – 2 gram sınır alan olup dosya içeriğine de bakılır. 2 gram üzeri ise ticaret

Sentetik Kannabinoid (Bonzai) : 0 – 0,5 gram kullanım ; 0,5 – 1 gram sınır alan olup dosya içeriğine de bakılır. 1 gram üzeri ticaret.

Haplar (Extacy / Captagon vb.) : 1 – 3 hap kullanım ; 4 – 10 hap sınır alan olup dosya içeriğine de bakılır. 10 hap üzeri ticaret.

Hemen ifade etmek gerekir ki Türk Ceza Kanunundaki; ''Bu suçtan dolayı açılan davada mahkeme, birinci fıkraya göre hüküm vermeden önce uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanan kişi hakkında, tedaviye ve denetimli serbestlik tedbirine; kullanmamakla birlikte, kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın alan, kabul eden veya bulunduran kişi hakkında, denetimli serbestlik tedbirine karar verebilir. Bu karar, durma kararının hukuki sonuçlarını doğurur (m.191, II)''. Şeklindeki düzenleme çok sınırlı ve istisnai olarak uygulanması gerekirken, farklı mülahazalarla buradaki cevaz her uyuşturucu çeşidi bakımından farklı gramajlarda olmakla birlikte son derece genişletilmiştir. Bu ise her ne kadar belli bir gramaja kadar sadece kullanım bakımından cezasızlık öngörme algısı oluştursa da diğer taraftan uyuşturucu satışını dolaylı olarak artırmaktadır.

Eğer (belli bir miktara kadar da olsa) herhangi bir şeyin alımı serbest ise o zaman aynı miktarın satımının da serbest olması, bir diğer ifade ile cezasının olmaması basit bir mantıksal gereklilik; aksi ise normatif tutarsızlık oluşturur.

Farklı anlaşılmalara sebebiyet vermemek adına belirtmemiz gerekir ki, burada söz konusu olan şey suç olmaktan çıkarma değil, fiilen cezalandırmama pratiğidir.

IV- Sonuç ve Öneri

Eğer uyuşturucuyu toplumun akıl, ruh ve beden sağlığı bakımından zararlı görüp bununla mutlak bir şekilde mücadele edilmek isteniyorsa bunun için şu yada bu grama kadar kullanımı serbest bırakılamaz. Sağlıklı bir sonuç için doğru ve topyekün bir mücadele zorunludur. Yok eğer mevcut düzenleme ile devam edilmek isteniyorsa o zaman cezasızlık oranına kadar olan miktarların satışının serbest ve reçeteye bağlanarak kullanılabilmesinin önünün açılması gerekir. Tıpkı yasa dışı bahiste olduğu gibi burada da kontrol dışı bir kullanım önlenerek en ağır suçu teşkil eden uyuşturucu satımı ve buna bağlı olarak ithali/ihracı önemli ölçüde önlenmiş olacaktır.

Belli bir miktara kadar olan kullanımın açık ve denetlenebilir bir şekilde temininin sağlanması toplumun diğer bireylerinin de haklarını koruyacaktır. Çünkü uyuşturucu kullandığı bilinen birisiyle diğer insanların onunla olan ilişkilerini düzenlemesi bakımından son derece önemlidir. Sadece kendileri değil başta çocukları olmak üzere ailesinin de uyuşturucu kullanan kişi ve/veya aileler ile ilişki kurup kurmama konusunda son derece önemlidir. Mevcut durumda serbest miktara kadar da olsa kimin uyuşturucu kullandığı kolay kolay bilinememesi diğer kişilerin ve toplumun da haklarını tehlikeye sokmaktadır.

Böylesi bir durum, uyuşturucu kullanan ya da kullanmayı düşünen kişiler bakımından, kullanımın tamamen görünmez bir alan olmaktan çıkması ihtimali üzerinden, uyuşturucudan uzak durma veya bırakma yönünde olumlu bir dolaylı iç denetim etkisi de doğurabilecektir.

O halde, uyuşturucu ile etkin ve kesin bir mücadele verilmek isteniyorsa gram sınırı olmaksızın cezalandırma olması; bu yapılmak istenmiyor ise de en azından cezasızlık sınırına kadar olan miktarın alım-satımının serbest denetlenebilir kılınması gerekir.

Son olarak, belli bir miktara kadar kullanımının (dolaylı olarak satın alımının) cezalandırılmayı bu miktara kadar olan satım fiilinin cezalandırılması, ceza hukuku anlamında 'normatif tutarsızlık' oluşturmakta olup bu paradoksun giderilmesi zorunludur. Aksi hâlde ceza hukuku, mücadele ettiğini iddia ettiği olgunun dolaylı olarak lojistiğini kolaylaştırma gerçekliğini inkâr eden bir normlar bütünü hâline gelir.