Bu yazımızda halk içinde sosyal medya yasası olarak bilinen "dezenformasyonla mücadele düzenlemesi" ve torba yasa olarak sunulan yasanın 29.maddesinde  “Halkı yanıltıcı bilgiyi alenen yayma” başlıklı maddeyi inceleyeceğiz.

Üç aylık tatilin ardından TBMM’ye “Basın Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi” adı altında Kanun Teklifi verilmiştir. Bu kanunla beraber Türk Ceza Kanunu’na yeni bir suç tipinin konulması hedeflenmiştir.

“Halkı yanıltıcı bilgiyi alenen yayma” başlığı altında; “(1) Sırf halk arasında endişe, korku veya panik yaratmak saikiyle , ülkenin iç ve dış güvenliği, kamu düzeni ve genel sağlığı ile ilgili gerçeğe aykırı bir bilgiyi, kamu barışını bozmaya elverişli şekilde alenen yayan kimse, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezasıyla cezalandırılır.

(2) Suçun, failin gerçek kimliğini gizlemek suretiyle veya bir örgütün faaliyeti çerçevesinde işlenmesi halinde, yukarıdaki fıkraya göre verilen ceza yarı oranında artırılır.” denilmiştir.

Teklifin birinci fıkrasında suçun temel haline yer verilmiş , ikinci fıkrasında ise nitelikli haline yer almıştır. Peki birinci fıkradaki ülkenin iç ve dış güvenliği, kamu düzeni ve genel sağlığı , gerçeğe aykırı bir bilgiyi ve kamu barışını gibi kavramlarla ne anlama gelmektedir. Gerçeğe aykırı bilgi konusunda teklifte herhangi bir açıklama yapılmamıştır. Kime, neye göre gerçeğe aykırı bilgi sayılacaktır, bunun kıstası nedir? Türkiye Cumhuriyeti resmi kurum ve kuruluşlarının yaptığı her açıklama doğru mudur? Ya da doğru mu kabul edilecektir? Teklifte sayılan bütün kavramların anlamı kapalıdır. Bu muğlaklıkta kanunun uygulanırken keyfi şekilde uygulanmasına veya istenilen kişilere uygulanıp istenilen kişilere uygulanmamasına sebep olabilme ihtimali vardır. Bu madde yoruma açık olmasından ötürü ülkemizde çifte standart konusunda yoğun eleştiriler olmasını da göz önünde tutacak olursak bu teklif sorunlara sadece yeni sorunlar ekleyecektir. Mesela Tüik’ten önce enflasyon verilerini açıklayan ENAG’ın yaptığı paylaşımı beğenmek veya retweet etmekte bu suç kapsamına girebilecektir. Madde gerekçesinde ise gerçeğe aykırı bilginin ne olduğu konusunda yalan, yanlış olan ifade gibi açıklanmıştır. Gerçeğe aykırı bir bilginin, yalan ya da yanlış olduğuna kim karar verecektir?

Anayasamızın  ‘‘Düşünceyi açıklama ve yayma hürriyeti’’ 26. maddesi  ve Aihs’e taraf olan ülkemizin sözleşmenin 10. Maddesinde de açıkça görüldüğü üzere ifade özgürlüğü teminat altına alınmıştır.

Anayasamızın ‘‘Temel hak ve hürriyetlerin sınırlandırılması’’ başlıklı 13. Maddesinde ‘‘Temel hak ve hürriyetler, özlerine dokunulmaksızın yalnızca Anayasanın ilgili maddelerinde belirtilen sebeplere bağlı olarak ve ancak kanunla sınırlanabilir. Bu sınırlamalar, Anayasanın sözüne ve ruhuna, demokratik toplum düzeninin ve lâik Cumhuriyetin gereklerine ve ölçülülük ilkesine aykırı olamaz.’’ Meclis’e gelen yeni teklif görünüş itibariyle de anayasayla  çelişkili durmaktadır.

Anayasa, uluslararası sözleşmeler ve hukukumuzda güvence altına alınan ifade özgürlüğünün, böyle anlaşılması zor ve her yana eğilip bükülme ihtimali olan madde ile zedelenmesi ve daraltılması söz konusu olabilecektir. Kişiler eleştirilerini yaparken ve bunları paylaşırken kendilerine otosansür uygulaması gibi durumlarla karşılaşılabilecektir. Türkiye Cumhuriyeti mahkemelerinin karar verirken anayasa mahkemesi ve Avrupa insan  hakları mahkemesinin ifade özgürlüğü konusunda verdiği kararlar ışığında değerlendirmesi yerinde olacaktır.

Suç tipinin incelemesini yaparsak, madde metninde ‘‘alenen yayan kimse’’ denilerek bu suçun görevi, makamı, unvanı ne olursa olsun herkes tarafından işlenebilmektedir. Bu suçun oluşabilmesi için ‘‘ kamu barışını bozmaya elverişli şekilde’’ olması gerekmektedir. Bu suç tipinde gerçeğe aykırı bilginin alenen yayılması geçtiğinden serbest hareketli olarak düzenlenmiştir.

Bu maddenin 2. Fıkrasında ise ‘‘Suçun, failin gerçek kimliğini gizlemek suretiyle veya bir örgütün faaliyeti çerçevesinde işlenmesi halinde, yukarıdaki fıkraya göre verilen ceza yarı oranında artırılır.” denilmiştir. Gerçek kimliğini gizlemek kavramından ne anlaşılmalıdır? Bir kişinin anonim hesap kullanması mı?

‘Halkı yanıltıcı bilgiyi alenen yayma’ suçu nedeniyle verilen bölge adliye mahkemesi ceza dairelerinin kararları temyiz edilebilecek. Bu suç tipinde ceza sınırı 5 yılın altında kalsa bile temyiz kanun yolunun açılması yerinde bir karar olmuştur.

Bu teklif beraberinde bir sürü soru işaretini barındırmakta ve uygulanması konusunda da sorunlar olacağı çok aşikardır.