Madde 140 – Satış tutarı bütün alacaklıların alacağını tamamen ödemeye yetmezse icra dairesi alacaklıların bir sıra cetvelini yapar.

Alacaklılar 206 ncı madde mucibince iflas halinde hangi sıraya girmeleri lazım geliyorsa o sıraya kabul olunurlar.

Bununla beraber ilk üç sıraya kayıt için muteber olan tarih haciz talebi tarihidir.

I. GENEL OLARAK

Pratik uygulama kapsamındaki farklı tutum ve davranışlar nedeniyle; ödeme emrinin tebliği ile başlayan hukuki sürecin son aşaması olarak karşımıza çıkan paylaştırma meselesinde hacze konu mal üzerinde birden çok haciz, rehin, ipotek, kamu haczi bulunması halinde keyfiyetten uzak bir şekilde paranın nasıl paylaştırılması gerektiği hususu kanuni düzenlemeler ışığında izahtan uzak bir biçimde düzenleme altına alınmıştır.

İ.İ.K. 100. ve 101. maddeleri gereğince hacze iştirak edecek kimselerin kimler olduğu, borçlunun malı satılıp da satıştan elde edilen paranın tüm alacaklılara yetmemesi halinde takipli ve takipsiz alacaklılar yönünden elde edilen paranın kimlere hangi şartlar altında iştirak edebileceği (paylaştırmaya esas) düzenlenmiştir.

Bir borcun sıra cetveline konu edilmesi bütün alacaklıların alacaklarını tamamen alamamasından kaynaklanmaktadır. Zira satış tarihi itibariyle hacze iştirak edecek tüm rehin ve haciz alacaklılarına paranın yetecek olması halinde icra müdürünün bir sıra cetveli düzenlemesine gerek olmayacak, alacaklıların icra dairesine başvurmaları ile alacaklarına isabet eden tutar kendilerine ödenecektir. Bu nedenle bir alacak hakkında sıra cetveli düzenlenmesine karar verilmiş olması halinde satılan mal üzerinde haczi bulunan tüm alacaklıların alacağını alması mümkün olmayacaktır.

Kanun koyucu tarafından İ.İ.K 206. Maddesinde satışı yapılan şey üzerinde bir rehin hakkının var olması halinde bu rehin hakkı ile teminat altına alınan miktarın öncelikli olarak rehin sahibine ödenmesi gerektiği hususu açıkça düzenlenmiştir. Ancak anılan bu düzenlemeden pratik uygulama kapsamında bir malın icra dairesi tarafından satıldıktan sonra icra veznesine giren paranın rehin alacağı ve masraflarını dahi karşılamaması halinde haciz alacaklılarına herhangi bir miktar para isabet etmeyeceğinden yola çıkarak sıra cetveli yapılmaksızın paranın ödenebileceği hakkında herhangi bir düzenleme bulunmamaktadır. Kaldı ki Yargıtay’ın istikrar arz eden kararlarında da bahsedildiği hali ile icra veznesine giren para üzerinde birden çok rehin hakkı ve haciz bulunması ve satıştan elde edilen tutarın tüm alacaklılara yetmeyecek olması halinde yapılacak sıra cetveline icra müdürünün herhangi bir takdir hakkı ve yetkisinin bulunmadığını ifade etmiştir.   

Haciz yoluyla takiplerde sıra cetveli alacağın İ.İ.K'nun 138. maddesi uyarınca satış tarihindeki ulaştığı miktar dikkate alınarak düzenlenir. Diğer bir anlatımla, haciz konulan bir malın satış tutarı, haciz tarihindeki alacak ile satış tarihine kadar hesaplanacak fer'ileriyle takip masraflarını tazmin eder.

Pratik uygulamada yaşanabilen problemlerin bir diğeri, satışa esas toplanacak 100 madde cevaplarında beklenen sürelerde yaşanmaktadır. Bu nedenle müdürlükler arası yapılan yazışmalara verilen cevaplarda satış günü tarihi dikkate alınmaksızın dosya hesaplarının yapılması, diğer haciz alacaklılarının haklarına halel getirildiği ve dikkatli bir inceleme yapılmaksızın cetvelin tanzim edilmesi sonrasına gereksiz davaların açılmasına sebebiyet verilebilmektedir. Bu durumların yaşanmaması adına dosya taraflarınca yapılacak yazışmaların takip edilmesi ve verilecek cevapların kontrolü ile bilgilerin toplanarak cetvelin tanzim edilmesi yerinde olacaktır.

Satış bedeli tutarının aynı derece hacze iştirak eden tüm alacaklılarının alacağına yetmemesi halinde düzenlenecek sıra cetvelini haczi ilk uygulayan icra dairesi tarafından yapılması gerekmektedir. Bu durumu bir örnek ile izah edecek olursak bir taşınmaz kaydına aynı derecedeki haciz alacaklıları tarafından birkaç ay ara ile hacizler koyulduğunu varsayalım. (A) alacaklısı 06/01/2021 tarihinde, (B) alacaklısı 07/02/2021 tarihinde ve (C) alacaklısı aynı mal üzerine 08/03/2021 tarihinde hacizler koydurmuş olduğunu varsayalım. Son sıradaki (C) alacaklısı tarafından söz konusu hacze konu malın sattırılması halinde bu mal için tanzim edilecek sıra cetvelinin (A) alacaklısının alacağını takip ettiği icra dosyasından yapılması gerekmektedir.

Yönetmeliğin 59. Maddesine göre: bu cetvele; alacaklıların ad ve soyadları, talep edilen, kabul edilen ve reddedilen para miktarları, alacak hakkındaki kararın ne olduğu ve hangi sıraya kabul edildiği yazılır.

Sıra cetvelinin tanzim edilmesi ile birlikte satılan şey üzerinde haciz ve rehin hakkı bulunan tüm ilgililere cetvel tebliğ edilir. Tebliğden itibaren alacaklıların yedi gün içinde sıra cetveline karşı icra hukuk mahkemesine şikâyet yoluna başvurulabilir yahut genel mahkemede sıra cetveline itiraz davası açılabilir.

Sıra cetveline karşı tebliğden itibaren yedi gün içerisinde şikâyet yahut itiraz davası açılmaz ise cetvel kesinleşmiş olacağından icra veznesindeki para alacaklılara ödenebilecektir. Yasal süresi içerisinde sıra cetveline genel mahkemede itiraz yahut icra hukuk mahkemesine şikâyet edilir ise o halde açılan dava sonuçlanıncaya kadar para icra veznesinde kalmaya devam edecektir. 

Bu durumda cetvele şikâyet yahut itiraz eden alacaklı tarafından satıştan gelen paranın bekletildiği dosyaya mahkemeden alınacak bir derkenar yahut dava tevzi formunun icra dosyasına yazılacak uygun bir dilekçe ile bildirilmesinde fayda bulunmaktadır.

Cetvele itiraz edilmesi halinde, sıra cetvelinin düzenlenmesi üzerine tebligatı alan ve sıra cetvelinde hak sahibi görünen her alacaklı, bir bankanın kesin ve süresiz teminat mektubunu dosyaya ibraz ederek payına düşen meblâğı tahsil edebilir. 36’ncı maddenin ikinci fıkrası burada da uygulanır.

Teminat mektubunda, alacaklının dosyadan tahsil ettiği meblâğ ile bu meblâğın kısmen veya tamamen icra dosyasına iadesinin gerekmesi hâlinde iade tarihine kadar geçecek süreye ait olan faizin, icra dairesinin ilk yazılı talebi üzerine dosyaya ödenmesi taahhüt edilmelidir. Bu esaslar dahilinde teminat mektubuyla garanti edilecek miktar icra dairesince belirlenir.

Çalışma kapsamında sıra cetveli düzenlenirken sıklıkla karşılaşan problemler üzerinde durularak konu dar kapsamlı olarak ele alınmıştır.

II.GÜNCEL YARGI KARARLARI

Yargıtay 6. Hukuk Dairesi 2021/1659 Esas ve 2021/2286 Karar

Haciz yoluyla takiplerde sıra cetveli alacağın İİK'nın 138. maddesi uyarınca satış tarihindeki ulaştığı miktar dikkate alınarak düzenlenir. Diğer bir anlatımla, haciz konulan bir malın satış tutarı, haciz tarihindeki alacak ile satış tarihine kadar hesaplanacak fer'ileriyle takip masraflarını tazmin eder.

Alacaklılara pay ayrılırken bedeli paylaşıma konu malın satıldığı tarihteki anapara, fer'iler ve takip masrafından oluşan toplam alacak miktarı, satış tarihi itibariyle belirlenerek sıra cetveli düzenlenmesi gerekir. Satış tarihinden sonra alacakta meydana gelen artışlar, rehnin ya da haciz konulan malın bedelinden karşılanamaz. Sıra cetvelindeki alacaklar satış tarihi itibariyle belirlenir.

Somut olayda, bedeli paylaşıma konu taşınmazın 03.03.2017 tarihinde satıldığı, Ordu Köprübaşı Vergi Dairesinin16.05.2019 tarihli yazı cevabında satışa konu taşınmaz üzerinde 06.01.2014 tarihli 11.10.2017 tarihli haciz nedeniyle alacaklı olduğunu bildirdiği, şikayet olunan vergi dairesinin 11.10.2017 tarihli haczinin satış tarihinden sonra olduğu, satış tarihinden sonra alacakta meydana gelen artışlar, rehnin ya da haciz konulan malın bedelinden karşılanamayacağından Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesinin istinaf başvurusunun esastan kabulü ile ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılarak şikayetin reddine dair kararı usul ve yasaya aykırı görülmüştür.

Yargıtay 6. Hukuk Dairesi 2021/904 Esas ve 2021/1452 Karar

Birleşen davalarda şikayetçi vekilleri ayrı ayrı, borçluya ait geminin satılarak bedelinin paylaşıma konu edildiğini, kendi alacaklarının öncelikle olduğunu, ancak sıra cetvelinde yer almadığını öne sürerek, sıra cetvelinin iptalini talep ve dava etmişlerdir. İlk derece mahkemesince asıl davada şikayetçi alacağının, şikayet olunan ... Turizm A.Ş. alacağına göre önceki sırada olması, diğer şikayet olunanlar bakımından ise öncelik hakkına sahip olmadığı, birleşen diğer 2016/93 ve 2016/94 Esas sayılı dosyalardaki şikayetçi alacaklılar yönünden ise sıra cetvelinin usulüne uygun olduğu gerekçesiyle asıl davada şikayetin kabulü ile birleşen davalarda şikayetin reddine karar verilmiştir. Bu karara karşı taraf vekillerince istinafa başvurulması üzerine Adana Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi tarafından ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak asıl ve birleşen davalarda şikâyetin kabulü ile sıra cetvelinin iptaline karar verilmiştir.

İcra İflas Kanununun 138. maddesi ve devamında mahcuz malların satılmasını müteakiben izlenecek yol düzenlenmiştir. Paylaştırma işlemi ve sıra cetveli düzenleme ödevi borçluya ait mahcuz üzerinde ilk haczi uygulayan icra dairesine aittir. Bu yönüyle, Bölge Adliye Mahkemesi kararı isabetlidir. Ancak hükümde bir kısım alacaklıların haczinin düştüğü bir kısmının ise ayakta olduğuna ilişkin sıra cetvelini bağlayan tüm ifadelerin gerekçeden çıkarılması gerekmiştir. Zira kanunun amir hükmü gereği paylaştırma ve sıraya ilişkin tüm hususların İcra Müdürü tarafından tetkik edilmesi gerekmektedir.

Yargıtay 6. Hukuk Dairesi 2021/1562 Esas ve 2021/2293 Karar

Sıra cetveline konu taşınmaz borçlu tarafından 3. kişiye devredilmiş bu şikayetçi tarafından tasarrufun iptali davası açılmış, taşınmazın tapu kaydına ihtiyati haciz değil, ihtiyati tedbir şerhi konulduğundan tasarrufun iptali davasının kabul edildiği 28.02.2012 tarihinin kesin haciz tarihi olarak kabulü mümkün değildir. Bu durumda alacaklıların tapu kaydındaki hacizlerinin ayakta olup olmadıklarının incelenmesi gerekir.

Asıl ve birleşen dosyalarda şikâyet olunan ...’ın alacaklı olduğu Siirt İcra Müdürlüğünün 2009/3238 E sayılı dosyasından sıra cetveline konu taşınmaz üzerine 12.03.2012 ve 15.03.2013 tarihlerinde haciz uygulandığı 14.05.2013 ve 23.06.2014 tarihlerinde satış talebinde bulunulduğu, 20.05.2014 tarihinde satış avansı yatırdığı kanunda belirlenen 1 yıllık sürede satış avansı yatırmadığı için şikayet olunan ...’ın 15.03.2013 tarihli haczinin ayakta olmadığı anlaşılmaktadır. Asıl dosyada şikayetçi ...’in alacaklı olduğu Siirt icra Müdürlüğünün 2009/3227 Esas sayılı dosyasından 19.04.2012 - 11.07.2013 ve 15.06.2015 tarihlerinde haciz yapıldığı,14.04.2014 tarihinde satış talebinde bulunulduğu ve aynı tarihte satış avansı yatırıldığından asıl dosyada şikayetçi ...’in 11.07.2013 tarihli haczinin ayakta olduğu görülmektedir.

Birleşen dosyada şikayetçi ...’ın alacaklı olduğu 2010/35( Yeni Esas: 2014/2159) Esas sayılı dosyasından 05.04.2012- 17.04.2012- 22.04.2014-17.04.2015 tarihlerinde haciz yapıldığı 08.06.2015 tarihinde satış talebinde bulunulup, 06.04.2016 tarihinde satış avansı yatırıldığına göre birleşen dosyada şikayetçi ...’ın 17.04.2015 tarihli haczinin ayakta olduğu dosya kapsamından anlaşılmıştır.

Bu nedenlerle ...'ın 17.04.2015 tarihli ...'in 11.07.2013 tarihli hacizlerinin ayakta olduğu ...'ın hacizlerinin düştüğü gözetilerek yeniden sıra cetveli düzenlenmesi için sıra cetvelinin iptaline karar verilmesi gerekirken, İlk Derece Mahkemesince eksik inceleme ile verilen şikâyetin reddine dair kararı ile Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesinin istinaf başvurularının esastan reddine dair kararı usul ve yasaya aykırı görülmüştür.

Yargıtay 6. Hukuk Dairesi 2021/1659 Esas ve 2021/2286 Karar

Haciz yoluyla takiplerde sıra cetveli alacağın İİK'nın 138. maddesi uyarınca satış tarihindeki ulaştığı miktar dikkate alınarak düzenlenir. Diğer bir anlatımla, haciz konulan bir malın satış tutarı, haciz tarihindeki alacak ile satış tarihine kadar hesaplanacak fer'ileriyle takip masraflarını tazmin eder. Alacaklılara pay ayrılırken bedeli paylaşıma konu malın satıldığı tarihteki anapara, fer'iler ve takip masrafından oluşan toplam alacak miktarı, satış tarihi itibariyle belirlenerek sıra cetveli düzenlenmesi gerekir. Satış tarihinden sonra alacakta meydana gelen artışlar, rehnin ya da haciz konulan malın bedelinden karşılanamaz. Sıra cetvelindeki alacaklar satış tarihi itibariyle belirlenir.

Somut olayda, bedeli paylaşıma konu taşınmazın 03.03.2017 tarihinde satıldığı, Ordu Köprübaşı Vergi Dairesinin16.05.2019 tarihli yazı cevabında satışa konu taşınmaz üzerinde 06.01.2014 tarihli 11.10.2017 tarihli haciz nedeniyle alacaklı olduğunu bildirdiği, şikayet olunan vergi dairesinin 11.10.2017 tarihli haczinin satış tarihinden sonra olduğu, satış tarihinden sonra alacakta meydana gelen artışlar, rehnin ya da haciz konulan malın bedelinden karşılanamayacağından Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesinin istinaf başvurusunun esastan kabulü ile ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılarak şikayetin reddine dair kararı usul ve yasaya aykırı görülmüştür.

Yargıtay 12. Hukuk Dairesi 2021/1660 Esas ve 2021/1919 Karar

Haciz sıra cetvelinde haciz sırasına göre sıralama yapılır. İştirak için İİK'nun 100. maddesi, imtiyazlı alacaklar için 140/2 maddesi yollamasıyla 206. maddesini uygulanır.

6183 sayılı Kanunun 21. maddesi kamu alacağının diğer alacaklıların koyduğu hacze iştirakini düzenlemiş aynı Kanun'un 69. Maddesi ise kamu alacağının diğer kamu alacaklarına iştirakini düzenlemiştir. İlk haczin kamu alacağı için konulması halinde diğer (özel) alacakların kamu alacağına iştiraki düzenlenmemiştir. Bu nedenle kamu alacağına ilişkin haczin daha önce olması halinde diğer alacakların kamu haczine iştiraki mümkün değildir.

Somut olayda şikayetçinin alacağı ilamlı icra takibine dayalıdır ve dava tarihi 06.02.2015’tir. Rehinden sonra İlk haciz sahibi olan Trabzon Büyükşehir Belediyesi İşletme ve İştirakler Daire Başkanlığının haczi 31.12.2015 tarihli olması nedeniyle şikayetçinin Belediye haczine iştiraki mümkündür. Ancak yukarıda izah edildiği üzere rehin alacağına ve kamu alacağına iştirak mümkün olmadığından sıra cetvelinde 2. sırada yer verilen belediyenin alacağının kamu alacağı olup olmadığı iştirak hükümlerinin uygulanması açısından önemlidir.

Bu durumda mahkemece Trabzon Belediyesi alacağının kamu alacağı olup olmadığının araştırılarak yukarıdaki ilkeler de gözetilerek bir karar verilmesi gerekirken bu husus araştırılmadan eksik inceleme ile verilen şikâyetin reddine dair kararı ile Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesinin İlk Derece Mahkemesinin kararının kaldırılarak sıra cetvelinin iptaline dair kararı usul ve yasaya aykırı görülmüştür.

Yargıtay 12. Hukuk Dairesi 2016/17901 Esas ve 2016/23324 Karar

Şikayetçi tarafından, sıra ve derece kararı yapılmaksızın paranın rehin alacaklısına ödenmesine dair icra müdürlüğü kararının iptali talebi ile icra mahkemesine başvurulduğu, mahkemece şikayetin süre aşımından reddine karar verildiği anlaşılmaktadır.

İİK'nun 140. maddesi gereğince; “Satış tutarı bütün alacaklıların alacağını tamamen ödemeye yetmezse icra dairesi alacaklıların bir sıra cetvelini yapar.” Sıra cetvelini düzenleme yetkisi, ilk haczi koyan icra dairesine aittir. Haczin talimatla uygulanması halinde, sıra cetvelinin, esas icra dairesince düzenlenmesi gerekir.

İİK'nun 100. maddesi gereğince, borçluya ait paranın veya satılan malın tutarı vezneye girinceye kadar, birden fazla alacaklı tarafından haciz konulması halinde, yukarıda anılan yasa hükmü gereği icra müdürlüğünce derece kararı yapılması gerekir. Derece kararının yapılması için mutlaka satış sonucu para elde edilmesi zorunlu değildir.

İcra müdürünün sıra ve derece kararı yapılmasına yer olmadığına yönelik kararı, bir hakkın yerine getirilmemesi ile ilgili olduğundan İİK.nun .../....maddesi uyarınca süresiz şikayete tâbidir.

O halde mahkemece, şikayetin esasının incelenip oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile istemin süre aşımı nedeniyle reddi yönünde hüküm tesisi isabetsizdir.

Yargıtay 12. Hukuk Dairesi 2015/25809 Esas ve 2016/2972 Karar

İİK'nun “paylaştırma” başlıklı 151. maddesi ise; “Rehin bedelinden masrafların çıkarılmasında ve artanın alacaklılar arasında paylaştırılmasında 138 inci madde hükmü tatbik olunur.

Satış tutarı alacaklıların alacağını ödemeğe yetmezse icra müdürü 206 ncı maddenin ikinci ve üçüncü fıkralarına göre alacaklıların her birine ait sıra ve payları tayin eder.

141, 142 ve 144 üncü maddelerin hükümleri burada da caridir” hükmünü içermektedir. Maddede atıfta bulunulan 206. madde ise adi ve rehinli alacakların sırasına ilişkindir.

Somut olayda, her ne kadar icra müdürlüğünce, aracın satış bedelinin, dosyadaki rüçhanlı alacak ve satış masraflarını karşılamadığından ve dosyada artan satış bedeli bulunmadığından derece kararı yapılmasına yer olmadığına karar verilmiş ise de; şikayetçi, kendi alacağının öncelikli olduğunu ve araç üzerindeki rehnin kalktığını ileri sürdüğüne göre, bu iddianın yapılacak sıra cetveli sonucunda tartışılması mümkün olup, icra müdürlüğünce sıra cetveli yapılmak suretiyle şikayetçiye, itirazlarını ileri sürme imkanı verilmesi gerekir.

Alacağın rüçhanlı olup olmadığı hakkında da sıra cetveli yapılmadan icra müdürlüğünün karar verme yetkisi yoktur. Yukarıda açıklanan yasal düzenlemeler ışığında; yapılan satış sonucu elde edilen satış tutarının, bütün alacaklıların alacağını tamamen ödemeye yetmemesi halinde icra dairesi tarafından alacaklıların bir sıra cetvelinin yapılması ve rehinli alacaklılar ile haciz uygulayan diğer alacaklıların, İİK'nun 151. maddesi uyarınca sıra cetvelinde gösterilmesi gerekmektedir. Böylece, adı geçenlere sıra cetveline itiraz etme olanağı tanınmış olmaktadır. Şikayetçi haciz alacaklısının, rehin alacağına yönelik itirazlarının değerlendirilmesi, ancak rehin alacağının sıra cetveli yapılarak belirlenmesi ve şikayetçiye sıra cetveline itiraz hakkının tanınması ile mümkündür.

Bu durumda, icra müdürlüğünce satış bedelinden elde edilen paranın tümünün sıra cetveli yapılması için ilk haczi koyan icra müdürlüğüne gönderilmesi gerekirken, sıra cetveli yapılmaksızın rehin alacaklısına ödeme yapılması doğru değildir.

O halde mahkemece, icra müdürlüğünce, İİK'nun 140. maddesi uyarınca sıra cetveli yapılmasına karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir.

Yargıtay 12. Hukuk Dairesi 2015/14196 Esas ve 2015/27810 Karar

Somut olayda üzerinde başkaca hacizlerin de bulunduğu aracın ihalesinin kesinleştiği ve satış bedelinin, araç üzerindeki rehin ve haciz alacaklarının tamamını karşılamadığı görülmektedir.

Her ne kadar icra müdürlüğünce sıra cetveli yapılmaksızın bakiye ihale bedelinin rehin alacaklısı olarak V... Dokuma Şube Müdürlüğü'ne ödenmesine karar verilmiş ise de; şikayetçi alacaklı, kendi alacağının öncelikli olduğunu ileri sürdüğüne göre, bu iddianın yapılacak sıra cetvelinde tartışılması mümkün olacağından sıra cetveli yapılması ve bu şekilde şikayetçiye itirazlarını ileri sürme imkanı verilmesi gerekir.

Bu itirazlar sırasında tartışılması gereken alacağın rüçhanlı olması durumu hakkında sıra cetveli yapılmadan icra müdürlüğünün karar verme yetkisi yoktur.

O halde, mahkemece, birden fazla alacaklı bulunması ve ihale bedelinin alacağı karşılamaması nedeniyle, HMK'nun 33. maddesine göre hukuki tavsif hakime ait olduğundan, İİK.nun 140. maddesi gereğince icra müdürlüğünce sıra cetveli yapılması gerektiğine karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile şikayetin reddi isabetsizdir.