Piyasa dolandırıcılığı, sermaye piyasalarında yatırımcıları yanıltarak belirli bir sermaye piyasası aracının alım veya satım yönünde hareketini etkilemeyi amaçlayan bir sermaye piyasası suçudur. Bu eylemler, pay gibi sermaye piyasası araçlarında yapay fiyat hareketleri oluşturarak yatırımcıların kararlarını manipüle eder.

6362 sayılı Sermaye Piyasası Kanunu (SPKn) Madde 107 kapsamında düzenlenen piyasa dolandırıcılığı suçu hem işleme dayalı hem de bilgiye dayalı olmak üzere iki farklı biçimde işlenebilir.

Bu makalemizde, piyasa dolandırıcılığı suçunun hukuki niteliği ve mağdur yatırımcıların hakları detaylı bir şekilde ele alınmıştır.

1. Piyasa Dolandırıcılığı Suçu ve Türleri

Piyasa dolandırıcılığı, diğer bir ifadeyle borsada manipülasyon; yatırımcıları aldatarak bir sermaye piyasası aracını almaya veya satmaya yönelik hukuka aykırı eylemlerdir. Bir sermaye piyasası aracının yapay olarak fiyatı yükseltilmekte, düşürülmekte veya fazla işlem hacmi olduğunu izlenimi yaratmakta olup, sermaye piyasalarının güven ve istikrarını bozmaktadır. Bu tür eylemler SPKn uyarınca suç olarak sayılmış hem hapis cezası hem de adlı para cezası öngörülmüştür.

SPKn m. 107/1 hükmü işleme dayalı; SPKn m.107/2 hükmü ise, bilgiye dayalı olarak piyasa dolandırıcılığı suçunun işlenebileceğini düzenlemiştir.

1.1. İşleme Dayalı Piyasa Dolandırıcılığı Suçu ve Cezası

İşlem bazlı piyasa dolandırıcılığı, SPKn'nun 107/1 hükmünde şu şekilde düzenlenmiştir;

Sermaye piyasası araçlarının fiyatlarına, fiyat değişimlerine, arz ve taleplerine ilişkin olarak yanlış veya yanıltıcı izlenim uyandırmak amacıyla alım veya satım yapanlar, emir verenler, emir iptal edenler, emir değiştirenler veya hesap hareketleri gerçekleştirenler üç yıldan beş yıla kadar hapis ve beş bin günden on bin güne kadar adli para cezası ile cezalandırılırlar. Ancak, bu suçtan dolayı verilecek olan adli para cezasının miktarı, suçun işlenmesi ile elde edilen menfaatten az olamaz.”

Maddi Unsur: Suçun maddi unsuru, "sermaye piyasası araçlarının alım ve satımını yapmak, emir vermek, emir iptal etmek, emir değiştirmek veya hesap hareketleri gerçekleştirmek" olarak belirlenmiştir. Bu fiillerin, sermaye piyasası araçlarının fiyatlarının sağlıklı oluşumunu engelleyecek nitelikte, piyasa kuralları içerisinde "yanlış veya yanıltıcı izlenim uyandırıcı" olması gerekir. İşlemlerin "uygun" nitelikte olması, yani fiyatlarda, fiyat değişimlerinde, arz ve taleplerde yanıltıcı bir etki yaratma potansiyeli taşıması şarttır. İşlemin yapay veya hileli olması, maddi unsurun varlığını doğrudan etkiler.

Klasik Manipülasyon Yöntemleri: Kendiliğinden işlemler (wash sales) ile tarafların önceden anlaşarak aynı fiyat ve miktardan eş zamanlı olarak girdikleri emirlerin karşılaşması sonucu gerçekleşen işlemler, piyasa dolandırıcılığı için kullanılan bilinen yöntemlerdir. Ancak, piyasayı dolandırmaya yönelik emir ve işlem kalıpları bunlarla sınırlı değildir. Hileli olmasa bile, belirli bir amaca yönelik ve koordineli olarak gerçekleştirilen, yasal bir görüntüye sahip alım satım işlemleri, hesap hareketleri, verilen, iptal edilen veya değiştirilen emirler de suçun maddi unsurunu oluşturabilir. Yalan ve yanlış izlenim uyandıran işlemlerin büyüklüğü konusunda herhangi bir alt veya üst sınır bulunmamaktadır. Piyasa hakimiyeti sağlanarak gerçekleştirilen büyük çaplı bir manipülasyon için yüksek işlem miktarları gerekebileceği gibi, bir payın kapanış fiyatını belirlemek için asgari bir adetlik işlem bile piyasayı dolandırıcı nitelikte olabilir.

Tehlike Suçu Niteliği: İşlem bazlı piyasa dolandırıcılığı suçunun neticesi, sermaye piyasası araçlarının fiyatının etkilenmesi tehlikesidir. SPKn'nun 107/1 hükmü, fiili bir "tehlike suçu" olarak düzenlemiştir. Bu, sonucun (fiyatın fiilen etkilenmesinin veya zararın) gerçekleşmesini şart koşmadığı anlamına gelir. Tehlike suçlarında doğrudan bir zararın doğması gerekli olmayıp, tehlikeli davranışların kendisi cezalandırılır. Kanun koyucunun amacı, sermaye piyasası araçlarının fiyatlarının, arz ve taleplerinin yanlış veya yanıltıcı izlenim uyandıracak şekilde etkilenmesine yönelik işlem gerçekleştiren kişilerin cezalandırılmasıdır. Suçun bir tehlike suçu olmasına rağmen, failin işlemleri sonucu bir menfaat sağlaması durumunda, elde edilen menfaatin iki katından az olmamak üzere adli para cezası verilir. Burada menfaat, failin mal varlığında meydana gelen bir artışın yanı sıra, bir zarardan korunmayı da kapsar.

Etkin Pişmanlık: SPKn'nun 107. maddesinin üçüncü fıkrası gereğince, işlem bazlı piyasa dolandırıcılığı suçunu işleyen kişi pişmanlık göstererek, beş yüz bin Türk Lirasından az olmamak üzere, elde ettiği veya elde edilmesine sebep olduğu menfaatin iki katı miktarı kadar parayı Hazineye ödemesi durumunda ceza verilmez veya farklı oranlarda indirimler uygulanır:

· Soruşturma başlamadan önce ödenmesi halinde hakkında ceza hükmolunmaz.

· Soruşturma evresinde ödenmesi durumunda verilecek ceza yarı oranında indirilir.

· Kovuşturma evresinde hüküm verilinceye kadar ödenmesi durumunda verilecek cezada üçte bir oranında indirime gidilir.

1.2. Bilgiye Dayalı Piyasa Dolandırıcılığı Suçu ve Cezası

SPKn'nun 107. maddesinin ikinci fıkrasında, işlem bazlı piyasa dolandırıcılığına paralel olarak, sermaye piyasası araçlarının fiyatlarını, değerini ve yatırımcıların kararlarını etkileyebilecek bilgiye dayanan bazı fiiller cezai müeyyideye bağlanmıştır. Bu düzenleme uyarınca, "sermaye piyasası araçlarının fiyatlarını, değerlerini veya yatırımcıların kararlarını etkilemek amacıyla yalan, yanlış veya yanıltıcı bilgi veren, söylenti çıkaran, haber veren, yorum yapan veya rapor hazırlayan ya da bunları yayan ve bu suretle menfaat sağlayan" kişilerin 3 yıldan 5 yıla kadar hapis ve beş bin güne kadar adlî para cezası ile cezalandırılacağı hükme bağlanmıştır.

Maddi Unsur: Suçun maddi unsurunun oluşabilmesi için bilgi, söylenti, haber, yorum veya raporun "yalan, yanlış veya yanıltıcı" olması ve bu suretle yatırımcıların yatırım kararını etkilemesi gerekmektedir. Yanlış veya yanıltıcı bilginin yatırımcı kararını ekilebilecek nitelikte olmaması halinde, ortada bir suçtan bahsedilmeyecektir. Ancak, yatırımcının kararını etkileyebilecek bir yalan söylenti sonucunda menfaat elde edilmemiş olsa dahi, suçun maddi unsuru gerçekleşecektir.

Manevi Unsur: Suçun manevi unsuru ise, fiilin sermaye piyasası araçlarının fiyatlarını, değerlerini veya yatırımcıların kararlarını etkilemek amacıyla bilerek ve istenerek gerçekleştirilmesidir. Yani, failin söz konusu fiilleri kasıtlı olarak ve belirli bir manipülatif amaçla yapması gerekmektedir. Genel dolandırıcılık suçlarında aranan aldatma kastı, piyasa dolandırıcılığında yatırımcıların kararlarını etkileme ve yanıltma kastı olarak tezahür eder.

2. Piyasa Dolandırıcılığında Özel Soruşturma Hali

SPKn kapsamında belirtilen suçlarda soruşturma başlatılabilmesi için Sermaye Piyasası Kurulu (SPK)’nun suç duyurusu yapması gerekmektedir. SPK tarafından yazılı başvuru yapılmadıkça soruşturma başlatılamamaktadır.

SPK, soruşturma ve yargılama esnasında katıla sıfatıyla yer almaktadır. Kavuşturmanın yer olmasına yönelik karara ilişkin SPK’nın itiraz etme hakkı vardır.

3. Borsa Manipülasyonu Nasıl Anlaşılır? Yatırımcılar İçin Kırmızı Bayraklar

Borsada işlem yapabilme sınırları mevcut olup, genellikle birden fazla kişinin müşterek halinde bu işlemleri gerçekleştirmektedir.

Yatırımcıların borsada manipülatif eylemlere maruz kalmamaları için, bazı durumda dikkatli olmaları tavsiye edilir:

· Ani Fiyat Değişiklikleri: Hisse senedinin bağlı olduğu endekse aykırı hareketler seyretmesi. Fiyat yükselmesine sebep bir gelişme olmaması.

· Yatırım Tavsiyeleri: Yatırım danışmanlı SPK’dan yetki belgesi almış aracı kurumlar tarafından yerine getirilmektedir. Sosyal medya hesaplarında kesin geliri vaadiyle paylaşılan bilgiler, borsa manipülasyonu amacıyla paylaşma ihtimali vardır.

· Düşük Hacimli Hisselerde Yüksek Miktarlı İşlemler: Belirli dönemlerde alım satım işlemleri olmayan hisselerde, ani yüksek miktarlı işlemler yapılmasında dikkatli olunması tavsiye edilmektedir.

· Resmi Olmayan Bilgiler: Yatırımcıların yatırım kararını etkileyebilecek bilgilere içsel bilgi denilmektedir. Bu bilgiler Kamuoyunu Aydınlatma Platformu (KAP) ve şirketin internet sitesinde yayımlanmaktadır. Güvenilir olmayan kaynaklardan paylaşılan bilgileri doğrulamanız tavsiye edilmektedir.

4. Piyasa Manipülasyonu Mağdurlarının Hukuki Hakları

Piyasa manipülasyonu eylemleri sonucunda zarara uğrayan yatırımcılar, mağduriyetlerini gidermek ve sorumluları adalet önüne çıkarmak adına çeşitli hukuki haklara sahiptirler. Bu haklar hem idari hem de adli süreçleri kapsayarak yatırımcıların korunmasını amaçlar:

- Sermaye Piyasası Kuruluna (SPK) Şikâyet ve İhbar Hakkı: Bir manipülatif eylemin varlığından şüphe duyan veya bu sebeple zarara uğrayan yatırımcıların ilk başvurabileceği merci SPK'dır. SPK'ya yapılacak ihbar veya şikayetler, Kurul tarafından detaylıca incelenir. SPK, piyasa manipülasyonu tespiti halinde idari para cezası ve diğer idari tedbirleri uygulama yetkisine sahip olduğu gibi, gerekli görürse adli makamlara suç duyurusunda da bulunabilir. Bu süreç, manipülatif eylemlerin ortaya çıkarılması ve faillerinin tespit edilmesi açısından kritik bir adımdır.

- Ceza Kovuşturmasına Katılma Hakkı: SPK'nın suç duyurusu üzerine Cumhuriyet Savcılıkları tarafından başlatılan soruşturma ve akabinde açılacak ceza davalarında, manipülasyon mağduru yatırımcılar "katılan" sıfatıyla dosyaya dahil olabilirler. Bu hak, yatırımcıların soruşturma ve kovuşturma süreçlerini takip etmelerine, delillerin toplanmasına katkıda bulunmalarına ve faillerin cezalandırılmasına yönelik sürecin bir parçası olmalarına imkân tanır. Katılan sıfatı, yargılama sürecinde mağdurun haklarını etkin bir şekilde savunmasına olanak sağlar.

- Tazminat Davası Açma Hakkı: Piyasa manipülatif eylemleri, hukuken haksız fiil niteliğindedir. Bu haksız fiiller sonucunda mali zarar gören yatırımcılar, zarara neden olan kişilere veya kurumlara karşı tazminat davası açma hakkına sahiptirler. Bu tür bir davada başarılı olabilmek için, manipülatif eylem ile uğranılan zarar arasında doğrudan bir nedensellik bağının (illiyet bağının) bulunduğunu ispatlamak büyük önem taşır. Yani, yatırımcının zararının doğrudan manipülatif eylemden kaynaklandığı kanıtlanmalıdır. Bu davalar, yatırımcının uğradığı maddi kayıpların giderilmesi ve zararın tazmin edilmesi açısından en doğrudan yoldur.

Av. Kaan ŞAFAK