Fransa’da yaşanan olay sadece Fransa’yı değil, tüm dünyayı yakından ilgilendiriyor. Öncelikle olayın faillerini kimliklerine bakmaksızın ŞİDDETLİ bir şekilde kınıyor, mağdurların ailelerine ve Fransa halkına sabırlar diliyorum.

Yaşanan bu olay başlı başına bir terörist eylem olup özellikle olayın yaşandığı şehir olmak üzere Fransa ve Avrupa’da insanların gündelik yaşamlarında huzursuz ve kaygı içinde olmalarına ve kendilerini güven içerisinde hissetmemelerine sebep olacaktır. Yine olayın ciddi sosyal neticeler doğuracağı ve bu sosyal neticelerinde doğru orantılı olarak farklı olumsuz neticeleri de beraberinde getirmeye müsait bir vakıa olduğu açıktır.

Fakat aynı şekilde insanların gündelik yaşamlarında huzursuz ve kaygı içinde olmalarına, kendilerini güven içerisinde hissetmemelerine sebep olan ve ciddi sosyolojik olumsuz neticelere sebebiyet verecek yaşanan terörist eylemden belki de daha geniş bir alanda neticeler doğuracak bir eylem daha vardır: 

O da bu terörist eylemi İslam ve Müslümanlarla bağdaştırmak ve bu eylem ve İslam kavramlarını bilerek ya da bilmeyerek sıklıkla yan yana bilinçli ya da bilinçsiz olarak kullanmaktır.

Bu bilinçli ya da bilinçsiz kullanım sadece Fransa ile sınırlı kalmadığından, dünya üzerinde Müslüman olan ya da  olmayan bütün insanlar üzerinde etki doğuracak olması bakımından Fransa’da meydana gelen terörist eylemden olumsuz sonuçlar doğurması bakımından daha vahim bir vakıadır.

Örneğin daha bu sabah ( 09 Ocak 2014) Avrupa’nın olaya bakış açısını öğrenmek amacıyla takip ettiğim üç farklı gazeteden biri olan BBC internet sitesinde yer alan tıkladığım haberdeki ilk cümleyi ve haberin içerisinde yer alan bir iki metni sizler ile paylaşmak istiyorum:

“Police are searching a rural region of northern France in the hunt for Islamist gunmen who attacked Charlie Hebdo magazine” ( İlgili Link: http://www.bbc.com/news/world-europe-30738653 )  

“The attackers, who shouted Islamist slogans, are believed to have been angered by the satirical magazine's irreverent depictions of the Prophet Muhammad.
Türkçe anlamı:
“ Polis Fransa’nın kuzey kırsal kesiminde Charli Hebdo dergisine saldırı düzenleyen İslamcı tetikçileri arıyor”
“ İslami sloganlar atan saldırganların derginin Hz. Muhammed’i yeren saygısız tasvirleri nedeni ile sinirlenerek bu saldırıyı düzenlediklerine inanılıyor.”

Herkesçe bilindiği üzere insanlar hayatta kişiler, nesneler ve kavramlar karşısında pozisyon alırken sahip oldukları bilgiler ve algılardan hareket ederle. Bu gerçek  karşısında birilerinin İslam ve Müslümanlık kavramları ile sürekli olarak terörizm ve terörist kavramlarını bir arada sunmaları iyi niyetle açıklanabilir mi?

Daha dün Belçika’da bir Türk vatandaşı polis tarafından öldürüldü. Herhangi bir Türk gazetesinden:

“Hristiyan Polis Masum ve İfade Özgürlüğü’nü Kullanan Türk Vatandaşı’nı Öldürdü” diye bir haber okuyanınız oldu mu?

Bu tarz algı operasyonu olduğunu düşündüğüm ve iyi niyet ve bilinçsizlik ile açıklamadığım haberler nedeni ile kin ve nefret Avrupa ve Dünyada yayılıyor ve özellikle Müslüman olmayanların Müslümanlık ve İslama karşı önyargılı ve nefret dolu olması sağlanıyor. Akabinde de şaşırtıcı olmayacak şekilde #BütünMüslümanlarıÖldür  #Killallmuslims etiketi altında Twitter’da 100.000 tweet atılıyor..

Yine farklı bir haberde yer alan Fransa’da saldırıyı gerçekleştiren kişinin yaşadığı yere yakın bir yerde yaşayan Müslüman bir fırıncının şu sözleri bu tarz toplumların faydasına olmayan ve barış ortamı sağlamaya yönelik sayılamayacak haberlerin yarattığı olumsuz ve endişeli havayı sanırım iyi yansıtıyor:

 "Because we have children we are afraid of everything. Everybody is looking at us as if we did it. Everybody says you are Arab, you are Muslim." (http://www.bbc.com/news/world-europe-30737572)
“Çocuklarımız var ve biz herşeyden korkar hale geldik. Herkes olayı sanki biz yapmışız gibi bize bakıyor. Herkes siz arapsınız, Müslümansınız diyor.”

Sonuç olarak bu eylemden hayatını kaybeden 12 kişi ve aileleri ile Fransız halkı x derece mağdur edilirken, bütün Müslüman alemi bu eylemin 100 x derecesinde mağduru oluverdi. Bu eylemi gerçekleştiren insanların gerçekten Müslüman olup olmadıkları sorusu işte asıl zararın aslında kime verildiği noktasında akıllara tekrar geliveriyor..

Bu algı operasyonuna son verilmesi gerekiyor. Gerçek ve hakiki hiçbir Müslüman barış ve huzur dini olan İslam’a leke sürülmesine razı olmaz. Gerçek ve hakiki bir Müslüman hiçbir masumu katledemez.

Sapla samanı bir birinden ayırıp kimliklerine bakmaksızın bütün teröristleri herhangi bir çıkar gözetmeksizin bütün dünya halkları olarak şiddetle kınamamız ve destek olmamamız gerekiyor.

Tarafsız bir haber ve yayın organı olmakla, algı oluşturmada kullanılan ve hak ve adaleti düşünmeden hareket eden bir araç olmak arasında dağlar, taşlar kadar fark var.. Sizce de bunun farkına artık hepimizin varması gerekmiyor mu?

(HukukiHaber.Net ve ismimin kaynak olarak belirtilmesi şartıyla yazının farklı sitelerde de yer almasına rıza gösteriyorum.)